“yara izlerini yok etmeyi önerdim. başını iki yana salladı. ‘kendimi nasıl tanıyacağım?’
gizlice memnun olmuştum. izler ona yakışıyordu. matanetli Odysseus’tu o, bu isim derisine işlenmişti. onu gören herkes selam durup şöyle demeliydi: dünyayı görmüş bir adam var karşımda. anlatacak hikayeleri olan...”