Dönemine ait birçok öge barındıran bu kitap, yer yer beni şaşırtsa da, genelgeçer sözleriyle herkesin ufkunu açmaya devam edecektir.
Kitabımız bir tartışmayla başlıyor. Zengin bir adam olan Thrasymakhos ve Sokrates arasında doğruluk nedir sorusu üzerine tartışma başlar. Sonra hayali bir devlet üzerinden bu soruya cevap bulmaya çalışırlar. Bu diyalektik tartışmalar günümüzde de geçerliliğini koruduğundan sıkmıyor insanı. Aksine sorulan sorular üzerinden düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Kitabın çok eski zamanda yazılmış olması bile günümüzden kesitler bulmamızı engellemiyor.
Filozoflara olan bakış açısını değiştiren bir tanımı var kitabın. Ve devletin aslında insanları düzeltirsek düzeleceğini öğütleyen bir tarafı var zannımca. Bütün konuşmalar ve varsayımlar insan üzerinden gidiyor. Ve merak etmeden duramıyorum, Platon ve Sokrates günümüzde yaşasalardı iyi ve kötü tanımını aynı şekilde yaparlar mıydı?
Felsefe ve siyasete ilgisi olan herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu önsözünde de belirtmiş Sabahattin Eyüboğlu ve M.Ali Cimcoz. Keyifli okumalar dilerim.