Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herşeyi yapabilirim de.. Belki ters etki olur :P
~ Bir bakıyorsun hayatta yapmam dediğin şeyin başrolündesin. Paul Auster ~
Sayfa 415 - Elma Yayınevi
Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız, onu gerçekten seviyorsunuzdur. P. Auster
Sayfa 293Kitabı okudu
Reklam
Ya koleksiyon, bir yalanla başlamışsa :P
Temasın önemini gösteren örnekler arasından en sevdiğim ise yazar Jonathan Safran Foer'in boş sayfa koleksiyonudur. Foer koleksiyonuna, Isaac Bashevis Singer'ın eşyalarının arşivlenmesine yardımcı olan bir arkadaşının, Singer'ın kullanılmamış daktilo kağıdı destesinin en üst yaprağını kendisine göndermesiyle başlar. Foer, başka yazarlarla temasa geçerek, kullanacakları kağıtlardan en üstte olanı kendisine göndermelerini rica eder. Richard Powers, Susan Sontag, Paul Auster, David Foster Wallace, Zadie Smith, John Updike, Joyce Carol Oates ve daha birçok yazardan kağıtlar alır. Hatta Freud'un masasında bulunan kağıt destesinin en üstündeki kağıdı kendisine vermesi için Londra'daki Freud Müzesinin müdürünü ikna etmeyi başarır. Bu durum, en sıradan şeylerin bile (boş kağıtlar gibi!), onların geçmişlerini bilen kişiler için ne kadar değerli hale gelebileceklerinin kanıtıdır.
Sayfa 104
"İnsanın sevdiği birini son kez görmesinden daha kotu olan tek şey; onu son kez gördüğünü biliyor olmasıdır." [P.Auster]
Sayfa 119Kitabı okudu
P. Auster
P. Auster Der ki; Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız. Onu gerçekten seviyorsunuzdur
yok artık:p
Kocanın ağzındaki altın diş seni bir ay süreyle tok tutabilecekse onu sökmenin yanlış olduğunu kim ileri sürebilir?
Can Yayınları,1991Kitabı okudu
Reklam
"İnsanın sevdiği birini son kez görmesinden daha kötü olan tek şey; onu son kez gördüğünü biliyor olmasıdır." [P. Auster]
Sayfa 119Kitabı okudu
İnsanın en büyük hatası sevmek değil, sevmeye layık olmayan birinden sevilmeyi beklemektir. P. Auster
Sayfa 113 - Avrupa Yakası YayıncılıkKitabı okudu
Buradakiler her konuda konuşurlar. Özellikle de hiç bilmedikleri konularda.Benim yadırgadığım, her şeyin yıkılması değil, birçok şeyin hâlâ var olması, hâlâ ayakta kalması.Bir dünyanın yok olması çok uzun sürüyor.Düşünebileceğinden çok daha uzun.İnsanlar yaşamayı sürdürüyor, herkes kendi küçük dramına tanık oluyor.Artık okul falan kalmadığı bir gerçek.En son filmin beş yılı aşkın bir süre önce gösterildiği de doğru.Doğru, şarap o kadar zor bulunan bir nesne ki zenginlerden başkası içemiyor.Ama hayat dediğimiz bunlar mı? Her şey yi?p gitsin, silinip yok olsun.o zaman bakalım ne kalacak? Soruların en ilginci de bu belki.Hiçbir şey kalmadığında ne olacak ve bizler o zaman da sağ kalmayı becerebilecek miyiz?