Çok istenen bir şey gerçekleşmeye yüz tuttuğunda yaşanan panik , onca hazırlığa rağmen hazırlıksız yakalanma hissi ve ondan boşalacak yere ne konacağını bilememe hali .
Hayatta her şeyin öyle çok sebebi oluyor ki , didik didik edip anlamaya çalışırken insan aklını kaçırabilir . Bir de tabi yersiz manalar yükleyebilir olmadık şeylere . Önemli değil , bu da inanma pratiğinin bir parçası . İnanmak ; öğrendiklerinden hayır göremeyip bilmekten vazgeçenlerin sığınağı .
İnsan dünyayla kurduğu rabıtayı kendi ihtiyaçları üzerinden anlamlandırıp neyin lüzumlu , neyin lüzumsuz , neyin zarif , neyin kaba , neyin akıllıca , neyin aptalca olduğunu öyle saptıyordu .
Ömrüm boyunca yaşadığım hep buydu. İçimde gizli bir yakalanma ümidiyle kaçıp durmuştum ve kimse bulup getirmemişti beni . Değil bulunmak istediğimi , kaçtığımı bile fark etmemişlerdi .
Onun boşluğuyla yaşamaya alıştıktan sonra , o boşluğu kırçıllı ağırlıklarla bile olsa sonuçta başka şeylerle doldurduktan sonra , artık içimde ona yer yok gibi hissediyordum . Yani o saatten sonra oraya koyacağım her şey fazla gelirdi . Eksik kalırdı .