Hayret ki hayret!
Altı öykünün altısından da ayrı ayrı etkilendim. Çünkü altısının da altında çok derin mânâlar yatıyor. (Çirkin bir kelime oyunu.)
Neva Bulvarı'nda beyefendilerden birinin düş ile gerçek arasında kalışı, diğerinin düş mü gerçek mi umurunda olmayışı; Burun'un okura yaşattığı "Acaba bu gerçek olabilir, yok ya hu saçmalık," şaşırtmacası; Portre'de yine geçmiş-gelecek, rüya-gerçek, gerçek-sahte ikilikleri...
Portre adlı hikayedeki sanat ile ilgili görüşler çok etkileyici idi.
Palto... Bu öyküyü Dostoyevski'nin mâlum cümlesi ile tanıyorum, daha önce de bu cümleden dolayı okumuştum. Tekrar okumak ve tekrar aynı etki! Kaç metinden bu hazzı alabiliriz ki?
Ağlamaklı oldum, utandım, korktum, güldüm, kızdım, sevdim; delirdim.
Şaheser!