Rus Bolşevikleriyle stratejik şartların zorlandığı ve Buhara Emiriyle çevresinde ki Kadimler ordusunu devirmek amacıyla yapılan ittifak, Buhara Şuralar Cumhuriyeti'nin hem başlangıcı hem de sonu olacaktı. Bu trajik işbirliği sırasında Cedidler sağ ve sol olarak iki gruba ayrılacaklar. Sol Cedidler Buhara Komünist Partisinden Özbekistan Komünist Partisine giden bir süreçte parti üyesi olacaklar ancak hemen hepsi önde gelen harekete liderlik, rehberlik edenler 1937 kanlı tasfiyesinde "Pan-turanist, Türkçü" suçlamasıyla toplu olarak kurşuna dizileceklerdi..
Çokuluslu, zengin Selanik kentinin Osmanlı yönetimi altındaki son yılları bir düşünsel kaynaşma dönemiydi. Türk milliyetçiliği ideolojisi İstanbul'da, hem İslam tarihinde Türklerin rolünden söz eden Batılı oryantalistlerin, hem de Rus imparatorluğundan kaçan Türk kökenlilerin Pan- Slavizm fikrinden esinlenerek geliştirdikleri görüşlerin birleşmesiyle güçlenirken, bu ilkeler Selanik'te Balkan halklarının milliyetçiliğiyle temas sonucu keskinleşiyordu.
Reklam
Atatürk ve Panislamizm
Modern gerçeklik, İslam dünyasının "maddi bir imparatorluk halinde bir noktadan sevk ü idaresini" imkânsız kılmaktadır; dolayısıyla, bu bir "hayal" olup, "ilme, mantika, fenne muhalif bir şeydir. Bu değerlendirmesinin de ortaya koyduğu gibi, Mustafa Kemal, Pan-Islâmizme "ideoloji"den ziyade "siyaset" olarak yaklaşmıştır
Sayfa 376 - Bağlam Yayınevi
1922'de, Yunanlara karşı elde ettikleri zafer anında hâlâ büyük belirsizliklerle karşı karşıyaydılar. Türkler, tabir caizse, bir imparatorluğu kaybetmiş ve dünyada henüz yeni bir rol bulamamış bir halktı. Ulusal kurtuluş mücadelesinde birçok mevzu ortaya çıkar; İslam ve pan-İslam, Türkizm ve pan-Türkizm ve emperyalist Batı'ya düşmanlık. Türkiye -Türk ulusunun vatanı- uzun zamandır nispeten ikincil bir mevzuydu. Yine de, yabancı işgalcileri yeniden tanımlanmış ulusal topraklardan çıkarmak mücadelesi, kaçınılmaz olarak bu mücadeleye vatanperver bir savaş karakteri verdi. Ayrıca, Türkiye devleti ve Türkiye ülkesi temelinde, şimdiye kadar Türklere bilinmez bir varlık olan yeni bir vatanseverliğin yolunu hazırladı. Rusya'daki ayaklanmanın getirdiği cazibelere direnen Mustafa Kemal (sonradan Atatürk soyadını almıştır), tüm pan-İslam ve pan-Türk gayeleri ve hırslarından vazgeçti ve halkını da aynı yolda ilerlemeye ikna etti. Diğer ülkelerdeki Türk ve Müslüman kardeşler kendi savaşlarında mücadele etmeliydi. Türklerin kendi ülkelerinde gerçekleştirmesi gereken acil ve zor görevler vardı. Ortadoğu halkları arasında, sadece Türkler, antik çağda bölgede hemen teşhis edilebilecek bir ata iddia edemezdi. Atatürk, onlara Troya'yı ve Hititleri verdi, tarih ve arkeolojinin yoğun bir şekilde yeşertilmesi ile Türklerin ikamet ettikleri ülkeye karşı kimlik duygusunu güçlendirmeye çalıştı. Günümüzde Türkiye, Batı Avrupa tipi demokratik bir vatanseverliğe yönelik muhtemelen geri dönüşü olmayan bir seçim yapmıştır.
Sayfa 121Kitabı okudu
247 syf.
3/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Öncelikle kitabın yazarı olan Kral Abdullah hakkında biraz bilgi vereyim. Kendisi Osmanlılara isyan eden Arap ordusunun başında olan Şerif Hüseyin'in oğlu ve Ürdün Haşimî Krallığı'nın kurucusu ve ilk kralıdır. Bu kitapta da Büyük Arap İsyanı sürecini ve sonrasını hiç de objektif olmayan bir bakış açısıyla anlatmış ve olaya tamamen kendi
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?Kral Abdullah · Klasik Yayınları · 2006175 okunma
Kemalizm ve Panislamizm
Hariciye Vekili Bekir Sami'nin Londra Konferansı sırasında görüştüğü Lloyd George' a "Türk hükfımetinin PanT uranizm ve Pan-İslamizm siyasetlerini işlevselleştirmeyi düşünmediğini"239 söylemesinden bir hafta sonra, toplantıdan olumlu netice alınamayacağı belli olduğunda piyasaya sürülen, "İslam kıyamının karargah-ı 'umumisi Ankara'da," "Avrupa, Asya ve Afrika'da Hıristiyan zulm ü ceberutu altında inleyen bütün Müslümanların" temsilcilerinden oluşacak "mu'azzam bir kongre," "bir Müslüman enternasyonali" toplama tehdidi bunun ilginç bir örneğidir. Mustafa Kemal, "Batı emperyalizmi ile savaş" amacıyla böyle bir kongre toplanması için Rusların da desteğini almaya çalışmış, ama "Pan-İslamizmi benimsemiyoruz" diyen bir liderin neden böylesi bir hamle yaptığını kavrayamayan muhatapları, girişimin "Pan-İslamizme ve dini bağnazlığa" yuvarlanabileceği çekincesini dile getirmişlerdir. İslamcı mehafilde heyecan yaratan bu teşebbüs, şüphesiz, "yapıyoruz, yapacağız," kanının masaya koyulmasıdır. İngilizler, girişimi, "Kemaliscler"in "Pan-İslamisr" programının parçası olarak görerek tehdidi ciddiye almışlardır. Fakat, Mustafa Kemal için bu, uzun vadeli bir siyaset olmayıp, taktik bir manevradan ibarettir.
Sayfa 378 - BağlamKitabı okudu
Reklam
175 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.