Goe korkunç bir halde, kalktı, gitti. Matmazel Faxelange ise dinlenmeye benzer bir dalgınlığın içindeydi; içini kemiren acılara bir çare arar gibiydi; bu acıların yarattığı bir önsezisi vardı; sanki Franlo’nun karısı olmayacaktı. Ne var ki bunların hepsi geçti; nikâh töreni, hazırlıklar, telâş bu zayıf kızı sakinleştirmeye yetmişti; papazın önünde bütün varlığını ömrü oldukça Franlo’ya bağlayacak o eveti, o uğursuz kelimeyi söyledi; aynı günün gecesi de artık yeryüzünde kendine lâyık tek adamla arasında mesafeler yaratacak o müthiş fedakârlığa katlandı, kızlığını Franlo'ya verdi; onun karısıydı artık.
'O âna dek bir çift gözden ibaretti; gözlerinin arkasındaki beyin alıcılarını açmıştı ama tamamen kişiliksizdi. Ama şimdi, tuhaf bir şokla kendi ayrı ve eşsiz varoluşunu keşfetti; var olduğunu hissedebiliyordu; sanki içinde bir şeyler "Ben benim!" diye haykırıyordu. Ayrıca, bu "ben'in geçmişteki uzak zamanlardan bu yana aynı şekilde var olduğunu bir biçimde biliyordu; lakin bu hatırlamadığı bir geçmişti.'
Reklam
'... geçmiş yıllara saplanıp kalarak yaşamak pahalı bir alışkanlıktır...'
İçinde bulunduğu güçlüğün çözümünün, çözüm olmadığı gerçeğini kabullenmekte yattığını bilinçli olarak ayırt etmedi.
Sayfa 325 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşanan her şeyin bir sebebi olmalı-dolayısıyla da bir amacı. Eğer varsan tanrı seni yaratmış olmalı; seni bilinçli bir varlık olarak yarattığına göre de tanrı bilinçli olmalı. Büyük, küçüğünün içinden çıkmaz. Tanrı seni yarattı ve tanrı seni öldürecek; kendi amacı için. Ama bu amacın ne olduğu bilinemez. Dünyanın duası itibari ile asla keşfedilmez; belki de keşfedilmesi karşı çıkılacak bir amaç olurdu. Belki de senin yaşamın ve ölümün, tanrının vakit geçirmek için dinlediği ebedi orkestradaki tek bir nota.
Sayfa 322 - Can YayınlarıKitabı okudu
Zihin, dediği, köşeye sıkışmış hissettiğinde tuhaf oyunlar oynar.
Sayfa 304 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.