HAYDUT
Herkese Merhabalar...
Sizlere şansımın döndüğü bir kitap ile geldim.
Şimdi neden öyle dedin derseniz de çekiliş ile kazandığım için diyeyim siz anlayın.
Ehh arada şans bize de gülsün değil mi ?
Bir oturuşta okunacak akıcı üslubu ve merak uyandıran içeriği ile güzel bir okuma oldu.
Açıkçası isim ve kapak bana polisiye okuyacağım hissini vermişti ama beklemediğim ama okurken de beni içinde tutan bir kitap oldu.
Zaten bir başlıyorsunuz merak etmemek de elde olmuyor.
Genç Adam (yazar isim kullanmayı tercih etmemiş) bir gün uyandığında başının acayip ağrıdığını fark eder. Masanın üzerinde bor zarf bulur.
Bu zarf da "Ölümümden sonra aç " yazmaktadır.
İşin garibi de o notu da yazan kendisidir ?
Ama nasıl? Çünkü hiçbir şey hatırlamamaktadır.
Hafızasını biraz zorlayıp en son ne yaptığını hatırlayıp onun üzerine gitmeye karar verir?
Aynaya baktığında ise o baktığı kişi kendisi değildir?
Bu nasıl olabilir?
Genç Adam en son gittiğini düşündüğü bara gider ve orda cevapları aramaya başlar.
Eline bir adres verilir.
Evine döndüğünde ise kapısı çalınır Liz adında biri gelmiştir.
Soruların cevaplarını olduğu bu kadın ile dağ evinde arkadaşı Kızıl Sakal ve istihbaratçı ile birlikte uzun uzadıya bir sohbet onları bekler...
Bu sohbetler ise sizi felsefi konulara davet edecek.
(Aşk,mutluluk,ölüm ve para üzerine yapılan sohbetlere ise katılmamak elde değil)
Eee ne oldu ne olacak derseniz ? Onu tabi ki okumadan bilemezsiniz?
Neden istihbarat işin içine girdi Adam neden hafızasını kaybetti? Kimdi ? sonunda ne oldu? aaahhh hadi ama anlatamam kitapta sizi bekliyor...
Savaş ve ölüm... Sadece çağımızın değil, insanlığın varoluşu ile gelen iki kavram; ilkel ya da gelişmiş fark etmeksizin. Her türlü şekilde de insan bilinçdışında duygu çatışmasına, çift değerli tutuma (ambivalent) yol açtığından bahsediyor Freud.
Diyor ki, "Hiçbir insan ruhunun yapmaya arzu etmediği şeyin yasaklanması gerekmez, böylelikle
"Zaman zaten bencil bir kavram ya da varlık. Varoluşu gereği çevresini gözetmeyen bir durum işte . Alnımızın ötesinde ki bütün kavramlar aslında soğuk hatta gaddar gibi görünüyor. Seni buraya getiren ölüm bile sen öldükten sonra ne olduğuyla ilgilenmiyor."
Öldükten sonra tekrar dünyaya gelme şansı verilseydi nasıl bir hayatı seçerdik?
Bir Düşüşe Sevinmek
TDK, oksimoronu “Zıt anlamlı iki kelimenin bir arada kullanılması,” olarak tarif etmektedir. Edebiyatta, özellikle öykülerde bu zıtlık, okuru ilk bakışta yakalayan, sorgulatan ve daha dikkatli okumaya sevk eden bir cazibeye sahiptir. Talan kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk önce yıkım gelir ve bu tanım sevince dair hiçbir işaret barındırmaz.
İstiklâl Mahkemeleri
istiklal mahkemeleri yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti nin güçlendirmek halka demir yumruğu göstermek için kuruldu. İstiklal mahkemelerinde yargılananlar arasında Birinci Dünya savaşında kahramanlık gösterip devletten de ödül alan kişilerde vardı.
Bu incelemede kitaptan aldığım notları yazacam.
***İstiklal mahkemesi duruşmaları açık
Şark İstiklal Mahkemesi 1925-1927Mahmut Akyürekli · Kitap Yayınevi - Tarih ve Coğrafya Dizisi · 20132 okunma
Gölgeler ve ışıklar...
Gölgelerden ışığa çıkmak için insan neler yapmaz ki ama çıktığı ışık bazen kaçtığı gölgeden daha rahatsız edici olabilir. Günümüz insanının ışığı para olduğu için gölgeler yoksulluktu.
'Yoksulsunuz, Mersault. Bıkkınlığınızın yarısı buna dayanıyor. Öteki yarısıyla yoksulluğu saçma bir biçimde kabul
