Birkaç felsefi ve düşünce terimleri
Dogmatizm: İnsan zihninin varlık hakkında doğru ve kesin bilgi edinebileceğini öne sürer. Etik: İnsan eylem ve davranışlarını, ahlaki olanın özünü araştırır. Eudaimonia: Yaşamanın anlamını mutlulukta bulan farklı öğretilere verilen ortak ada denir. Fatalizm : Her şeyin alın yazısına göre önceden belirlenmiş olduğuna, insanın bu önceden
NİSAN AYI KİTAP ÇEKLİŞİNİN KAZANANLARI !!! ÇEKİLİŞİMİZ SONUÇLANMIŞTIR. KAZANAN HERKESE TEBRİKLER. KİTAP BAĞIŞÇILARIMIZIN YÜREĞİNE SAĞLIK. DAHA GÜZEL ÇEKİLİŞLERDE BULUŞMAK ÜZERE :))) Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle, paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Değerli katılımlarından dolayı
Reklam
Karalama (Naçiz'Hane)
Kirpiklerinde kar tanesi demliyorsun. Nedense birden içesim geliyor gözyaşlarını. Birden parmaklarına kuşlar konuyor, Öpüyorum sırasıyla, nizami bir varoluş bu. Beline düzinelerce şiirler yazıyorum. Gülüyorsun, saçmalıyoruz. "O an" içinde tapınıyoruz birbirimize... Sonra eskiyor parmakların, Ölçülerine
Asıl ilginç paradoks, ancak kendimi olduğum gibi kabul ettiğimde değişebiliyor olmamdır.
Carl Rogers
Carl Rogers
Reklam
Bu akşam bu şiiri yazmak istedim
Kalemim diyor "yaz şiir, ey şair!" Nefsim diyor "ey kalem, neye dair!" O hâlde yazarım şi'r-i muhalled Her kelimat ola nakş-u mukayyed Belde-i Bitlis'ten olduk fırqet Bu şair turb-u gubara olur hasret Ger, bir hatve atarsa yamuk kadem Fuc'eten zail olur ruhumda elem Bu şaire derlerdi "teşkê te
İnsan öğrendikçe ne kadar az bildiğinin farkına varır gibi genel kabul görmüş bir düşünce vardır. Doğrusu bunu daha içselleştiremedim. Çünkü ne kadar cahil olduğumu dahi bilemeyecek kadar cahilim. (Sanırım çok bilgiliyim. Bkz. paradoks) Fakat bunun bir benzerini kitaplarda yavaş da olsa hissediyorum. Hasbelkader okudukça aslında ne kadar az okuduğumu fark ediyorum. Müthiş yazarlar var mesela. Dostoyevski, Kafka, Orhan Pamuk, Tolstoy, Kundera belki Ali Şeriati. Yaşar Kemal, Aziz Nesin. Kişisel olarak sırf bu saydığım yazarların ve nice yazarların her yazdıklarını okumam gerektiğini düşünüyorum. Bunları okudukça daha fazla okumak gerektiğini fark ediyorum/edeceğim. Okuyacak çok kitap var çok. Bana sorarsanız bütün ömrümüzü sırf okumaya vakfetsek bile yeterince okuyamayız. Bu müthiş yazarlar, kitaplar varken hala okuyacak bir kitap arayıp da saatlerini harcayan okurlara da üzülüyorum valla. :) Bu arada herkese merhaba. Şükür ki turp gibiyim. 2-3 günlük bir yatalaklık döneminden çıktım. Bu cuma sınavlar bitiyor. :)
Anguas (iç sıkıntısı) ve ölüm
Modern felsefenin önemli kavramlarından birisi olan Anguas’ı, Thomas Bernhard Ereignisse adlı eserinde psikososyal bir olgu olarak ele alır. Dönem insanının çözümleyemediği problem, içinden çıkamadığı olaylar karşısında çaresizlikle birlikte gelen iç daralmasının nelere mal olabileceğini irdeleyen yazar, bu iç sıkıntısının insanın yaşadığı çağ, çevre ile ilişkisi üzerinde durur. Bir çağda iki Dünya Savaşı, büyük reformlar ve inanç sarsıntıları yaşayan insan, bunların da psikososyal etkisiyle kimi olaylar karşısında kendisini çaresiz ve önemsiz hissetmektedir. İç sıkıntısı, ölüme giden yolda bir göstergedir der Bernhard. Çünkü ona göre her şey acınasıdır ve bir sonuç barındırmaz, çıkmaz yoldur… Derin korku, ürküntü uyandıran olaylar, kişiyi ölüme daha da yaklaştırır. Bunlar aile meseleleri, ekonomik kaygılar, var oluşsal sorunlar, çağın getirdiği etkiler vs. olabilir. Yaşamak, ölüme karşı bir duruş sergilemektir. Bu durum da, kişinin sürekli ölüme karşı gelmesi; ona ve etkilerine karşı ayakta kalma savaşını oluşturur. Fakat paradoks olarak bu savaş, iç sıkıntısını daha da artırır… Bernhard’ın bu bakış açısını şu cümlelerinden de anlayabiliriz. “Yaşamda tüm alternatiflerin ötesinde yalnızca ölüm gerçeği vardır. Bu da direnç gösterme demektir. Her yeni başlayan bir gün, yokluğa karşı bir duruştur aslında. Her nefes ölüme bir karşı geliştir.”
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.