Paris'in kent manzarasından silinmelerine karar verilmişti. Sosyal yardım örgütü, aynı zamanda kentin doğru dürüst bir görünümde olmasıyla da ilgilenen ve düşünülebilecek en resmi nitelikteki sosyal yardım örgütünün ilgilileri, polisle birlikte Rue Monge'a geldiler, tek istedikleri, yaşlı adamları yaşama geri döndürmek, dolayısıyla da yaşama hazır olsunlar diye önce yıkayıp paklamaktı. Marcel yerinden kalkıp onlarla birlikte gitti, çok sakin bir adamdı, birkaç kadeh şarap sonra bile hâlâ bilge ve uysal kalabilen bir insandı. Gelmelerini o gün büyük bir olasılıkla hiç umursamamıştı, belki de caddedeki iyi yerine, metronun sıcak havasının mazgallardan dışarı çıktığı yere geri dönebileceğini düşünüyordu. Ama kamunun esenliği için yapılmış olan, içinde çok sayıda duşun bulunduğu yıkanma salonunda sıra Marcel'e de geldi, onu duşun altına soktular ve duş hiç kuşkusuz ne fazla sıcak, ne de fazla soğuktu, ama Marcel yıllardan beri ilk kez çıplaktı ve ilk kez suyun altına girmişti. Daha kimse durumu kavrayıp yardımına koşamadan düştü ve hemen oracıkta öldü. Ne demek istediğimi anlıyor musun! Malina, biraz ne yapacağını şaşırmış gibi bakıyor, oysa ne yapacağını asla şaşırmaz. Bu öyküyü anlatmayabilirdim. Ama duşu bir defa daha hissediyorum, Marcel'in üstündeki neleri yıkamaya hakları yoktu, bunu biliyorum. Eğer bir insan kendi mutluluğun buharları arasında yaşıyorsa, eğer bir insanın "Allah sizden razı olsun"un dışında söyleyecek pek sözü yoksa, o zaman o insanı yıkamaya kalkışmamalı, o insan için iyi olanı o insanın üstünden yıkayıp akıtmamalı, birini olmayan bir yaşam için arındırmaya kalkışmamalı.
Paris Düşü
O ürküten görünümün yine, Ki görünmez ölümlü bir kişi , Bu sabah çekti beni kendine Uzak ve puslu biçimlenişi.
Sayfa 86 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dünyanın en güzel düşü, sen de hoşça kal!
Paris Düşü
Açtım alev dolu gözlerimi, Odamın gördüm ürkünçlüğünü, Ve duydum,toplayınca kendimi, İğrenç kaygıların süngüsünü; Sarkaç ölüm ezgisiyle tek tek Hoyrat,öğleyi çalıyor artık, Gökte yağdırıyordu bu gevşek, Çekilmez yer yüzüne karanlık.
‘düştü mü acaba paris’ düş’ü
,zweig oturup iki mektup yazdı, biri rio de jenerio valisine, diğeri yeryüzü ahalisine, ‘bizi konuk ettiniz, sağ olun’ dedi valiye, ‘hiç değilse bizden sonra yeryüzünü güzelleştirin’ diye seslendi ahaliye,
Sayfa 97
Bir düşleme benzeyen bir oda, gerçekten tinsel bir oda, durgun havası hafiften pembe ve maviye kaçan. Pişmanlık ve arzu ile kokulandırılmış bir tembellikte yunar burada ruh. –Alacakaranlığımsı, mavimsi, pembemsi bir şey; bir güneş tutulması sırasında bir haz düşü.
Reklam
57 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.