Dimii ama::))
Saatte 160 km hızla batıya giden bir tren Baltimore'dan saat 6'da kalkıyor. Doğuya saatte 176 km hızla giden başka bir tren de Chicago'dan saat 8 de kalkıyor, iki şehrin arasında 720 km olduğuna göre, birbirlerini ne zaman geçerler? Bu iki tren bir süreliğine bir kenara park etse ne olurdu? Kim fark edecek, kim bilecekti? Yolculukları devam ettiğinde trenler farklı olacak mıydı?
Sayfa 115 - Arkadya YayınlarıKitabı okudu
Langdon, "Ambra?" diye seslendi. "Edmond park yerini bir tabloyla mı süsledi?" Genç kadın başını salladı. "Aynı soruyu ben de ona sordum. Akşamları eve geldiğinde neşe veren bir güzelin karşıladığını hissetmek için böyle yaptığını söylemişti." Langdon kendi kendine güldü. Bekârlık.
Sayfa 274 - Langdon-AmbraKitabı okudu
Reklam
THOMAS EDISON
Parasız kalan Edison new york'a giderek oraya yerleşti. Altın borsasında kullanılan telgraf bozulunca yetkililer Edison'dan tamir etmesini istediler. Edison'un, aygıtı iyi bir şekilde onarması üzerine de western Union tergraph compani kendisine bir öneride bulundu. Geliştirilmekte olan telgraflı kayıt aygıtları üzerinde yetkinleştirme çalışması yapacaktı. Edinson bunun üzerine bir arkadaşı ile birlikte Edison Universa Stock Printer mühendislik şirketini kurdu. Satışını yaptığı Patnetlerle kısa sürede çok para kazandı. Bu parayla New Jersey'de telgraf ve teleks makinesi üretimi yapmaya başladı. Bir süre sonra bu iş yerini kapatarak New Jersey'deki Menlo Park'ta bir araştırma laboratuvarı kurdu. Kendini yeni buluşlar yapmaya verdi
Sayfa 150Kitabı okudu
Evden çıktığında kendini çok yorgun hissediyordu. Şimdi ise çok diri ve enerji doluydu. Aylardan beri hiç bu kadar canlı hissetmemişti kendini. Garaja girip arabayı park etti. Eve girerken bir yandan da mantosunu çıkartmaya çalıştı. Yatak odasının kapısına geldiğinde çoktan bluzunun düğmelerini çözmüştü bile. Victor yanı başında dikilip bir yandan da üzerindekileri birer birer çıkartan Maura'dan habersiz horlaya horlaya uyuyordu. Son birkaç gündür bütün vaktini otel yerine Maura'nın evinde geçiriyordu. Artık yatak onun da yatağı olmuştu. Artık hayatına girmiş gibiydi Maura'nın. Titreye titreye sıcacık yorganın içine süzüldü Maura. Buz gibi olmuş vücudu Victor'unkine değdiğinde hafifçe kımıldandı Victor. Birkaç okşama, birkaç öpücük sonrasında hemen harekete geçmiş, hemen tahrik olmuştu Victor. Maura seve seve aceleyle içine girmesine izin verdi. Hem çok zevk almış hem de çok zevk vermişti. Ama gözlerim kapatıp Victor'u içinde hissettiğinde gördüğü sadece Victor'un değil, aynı zamanda Peder Brody'nin de yüzüydü. Asla sabitlenemeyen, Maura'ya kimin yüzünü gördüğünü bilme fırsatı vermeden sürekli ve hızla değişen iki yüz. Hem ikisi birden, hem ikisi de değil.
Sayfa 198
Ecevit
Gelmiş geçmiş en namuslu politikacılardan biriydi. Hayali, köykent projesiydi. Dokuz köyü pilot bölge seçti. Eşek bile yürümekte zorlanıyordu, 160 kilometre yol yaptı, uçak pisti gibi, dörder şeritliydi. İki bardak yağmur yağınca çoluk çocuk boğuluyorlardı, köprüler yaptı. Zehirleniyorlardı, derelere akan fosseptikleri kapattı, kanalizasyon yaptı.
Sayfa 62 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Belli ki, Beatles'ın ilk albümü Please Please Me'yi de satın alabilmek için para biriktirmeliydim. Ardından A Hard Day's Night piyasaya çıktığında satın almak için plakçının kapısında sıraya ilk girenlerin arasındaydım. Beatlemania sayesinde fabrikada çalışmak istememem normal gözüküyordu, çünkü John Lennon ve Paul McCartney de
Sayfa 53 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
110 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.