Albert Camus
"Gerçek şu ki –en azından benim açımdan– sanatçı da her insan gibi karanlıkta yolunu bulmaya çabalıyor, dünyanın çilesinden kendini uzak tutamazken, bir yandan da yalnızlığın ve sükûnetin hasretini çekiyor; adalet hayalleri kurarken, bizzat kendisi adaletsizliğe sebep oluyor; boyunu aşan bir arabayı sürüyorum sanırken onun arkasından sürükleniyor. Bu zahmetli yolda sanatçının tek yapabileceği başkalarından yardım almak, ve herkes gibi o da hazdan, unutuştan, aynı zamanda dostluktan ve beğenilmekten medet umuyor. Ve herkes gibi o da, umuda sarılıyor. Mesela ben umudumu hep verimlilik düşüncesinden devşirmişimdir. Bugünün çoğu insanı gibi ben de eleştiriden, küçümsemeden, kindarlıktan –tek kelimeyle nihilizmden– bıktım. Kınanması gereken şeyi kınamak şart, ama bunu dosdoğru ve uzatmadan yapmalı. Öte yandan, övgüye değer şeyleri de layıkıyla, uzun uzun övmek gerek. Sanatçı olmamın sebebi bu sonuçta, çünkü yadsıyan bir eser bile bir şeyleri olumlamakta, bize ait bu sefil ve muhteşem hayata selam durmaktadır. Yarın öbür gün dünya yerle bir olabilir. Önümüzde duran bu tehlikeden çıkarılması gereken bir ders var. Böylesi bir gelecek karşısında mertebelerin, unvanların, payelerin gerçekte ne olduğunu görüyorsunuz: bir el hareketiyle dağılıp gidecek birer sis bulutu. Bize kalan yegâne gerçek, hepimizin paylaştığı o çıplak acı, ve acının kökleriyle iç içe geçmiş o direngen umut." e-skop.com/skopbulten/pasa...
Human (2015) Belgesel imdb.com/title/tt3327994... Arada bir bana insanlığımı, o olmam gereken yerden ne kadar uzaklara savrulduğumu anlatan şeyler okuyup, izlersem etkileniyorum. Yine öyle oldu. Ardında karmaşık, tortular, içeride çökükler bırakan bir şey oluyor. Her neyse. Bir de siz deneyin isterseniz; izleyin belgeseli sonra da konuşulabilir. İçinde insanların bir-iki cümleyle yaşamlarını, kendilerini anlattığı pasajlar var. Biri de Uruguay Devlet Başkanı. Şöyle diyor; "Uruguay'ın başkanı olmam önemli değil. Bu konu üzerinde çok düşündüm. Tek kişilik bir hücrede 10 senemi geçirdim. Yeteri kadar vaktim oldu... Bir kitabın kapağını açmadan 7 yıl geçirdim. Bu bana düşünmek için zaman verdi. Keşfettiğim şey şudur ki: Ya hiç kimseye yük olmadan, az ile yetinip mutlu olursun çünkü mutluluk içindedir, yada hiçbir yere varamazsın. Yoksulluğu savunmuyorum. Sadeliği savunuyorum. Ancak sürekli büyümek isteyen tüketici bir toplum icat ettik. Büyüme olmazsa, bu üzücüdür. Gereksiz ihtiyaçlarla bir israf dağı icat ettik. Sürekli almalısın ve atmalısın. Boşa harcadığımız hayatlarımız aslında. Birşey satın aldığımda, yada siz birşey satın aldığınızda, karşılığında para vermiyorsunuz. Verdiğimiz aslında vaktimizdir. O parayı kazanmak için harcadığımız vakit. Arasındaki fark yaşamı satın alamazsınız. Yaşam akıp gider. Hayatı boşa geçirmek özgürlüğünü kaybetmek korkunç bir şeydir." Gerçek ne kadar acıtıp yürek burkarsa o kadar hayati ve etkileyici.
Geri114
142 öğeden 141 ile 142 arasındakiler gösteriliyor.