Gerçekten de Dünya Transhümanist Derneğinin pek çok üyesi kendilerini ateist olarak tanımlamakta ve geleneksel dinleri (özellikle Hıristiyanlığı) küçümsemektedir çünkü dinin uygulayıcıları çağdaş bilim ve teknolojiyi görmezden gelme eğilimindedir (Campbell ve Walker, 2005: illv), Dahası, bazı Hıristiyan teologlar kibirli olduğu ve insanın varoluşunu yanlış anladığı ya da aşkınlığa üstünkörü baktığı için transhümanist yaklaşımı eleştirmiştir (Cole-Turner, 2011; Hertzfeld, 2011; Peters, 2003, 2005; Waters, 2006). Buna karşılık, transhümanizm, savunucuları onu geleneksel dinlere doğrudan bir rakip olarak sunarak (Bainbridge, 2005) transhumanizmin doğası gereği sekuler olduğu algısına daha fazla katkıda bulunmuştur. Zygon'daki makaleler, transhumanizmi salt seküler bir olgu olarak ele almanın fazlasıyla basitleştirici olduğunu ve transhumanizmin dini ve seküler motiflerin kendine özgü bir karışımı, çağdaş postseküler sürece uyumlu dünyevi bir inanç olarak anlaşılması gerektiğini göstermektedir.
Sayfa 65 - Akademim / sekülerist bir inanç olarak transhümanizmKitabı okudu
"Transhümanizme inanıyorum": Bunu içtenlikle söyleyebilecek yeterli sayıda insan bulunduğunda insan türü yeni bir varoluşun eşiğinde duruyor olacaktır, şu anda bizler Pekin Adamından ne kadar farklıysak o da bizlerden o kadar farklı olacaktır. Ve nihayet gerçek kaderini bilinçli bir şekilde yerine getiriyor olacaktır.
Sayfa 53 - Akademim / transhümanizm (Julian Huxley)Kitabı okudu
Reklam
525 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Rahmetli Mıgırdiç Margosyan, 1915 tehcirinde tesadüfen kafileden ayrılan, yine çok büyük bir tesadüfle oğlu ile karşılaşan ve yeni hayatına başlayan bir babaannenin torunu. Diyarbakır’ın hançapek(gavur) mahallesinde doğmuş, büyümüş değerli bir Ermeni yazarımızdı. Bu kitabında kendi gerçek hayat hikayesinin 17 yaşına kadarki kesitini anlatıyor. 1938-1955 arasındaki dönemde Diyarbakır Ermenileri’nin günlük yaşamlarını yöresel dille ustaca anlatmış. Ortaokul yıllarında okumak, anadilini öğrenmek ve büyük adam olmak için İstanbul’a gidişiyle başlayan eğitim serüveni, okuyucuya, dönemin azınlıklarının yaşam tarzı ile önemli notlar veriyor. Kitap, tehcir ile başlayıp 6-7 Eylül olaylarıyla bittiği için hikayenin geneline bir hüzün hakim fakat yazar dili o kadar ustaca kullanmış ki bazı pasajlar sizi alıp tebessümün ötesinde yer yer kahkahaya götürüyor. Bence hem akıcı hem de zengin bir kitap, öneriyorum.
Tespih Taneleri
Tespih TaneleriMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000194 okunma
119 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Hayal Meyal
ah bu kitap... çok çok güzeldi. insan ve duygusu, insan ve toplum, insan ve kendisi... aslında daha önce düşündüğüm ama pek de üzerinde kafa yormadığım pasajlar vardı ve "e bu ben!" dedirtti. tarık tufan'dan okuduğum son kitap olmayacak gibi, belli.
Hayal Meyal
Hayal MeyalTarık Tufan · Profil Yayınevi · 20165.6k okunma
247 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Sultan II. Murad Han dönemi hakkında kaliteli bir eser. Bitirilememiş olmasına rağmen içerdiği bilgiler dolayısıyla tam bir referans kitap olmak özelliğini kaybetmemiş. Dönemin havasını, savaşların sebeplerini, Sultan'ın tahtı bırakması ve dönüşü, İskender Bey İsyanı gibi konular çok detaylıca anlatılmış olup vezirler arasındaki rekabetlere kadar hemen her ayrıntıdan bahsedilmiş. Bir tarih kitabı ve dili (bazı kelimeler ve pasajlar günümüz Türkçesine çevrilmiş olsa da) okuyucuya ağır gelebilir. Bu konuyu göze alırsanız okumanızı tavsiye ederim.
Sultan 2. Murad
Sultan 2. MuradM. Tayyib Gökbilgin · Kronik Kitap · 202116 okunma
Kur'an-ı Kerim'in nüzülü, bilindiği gibi 20 küsur yıllık bir süreç içerisinde parça parça (müneccemen) nazil olmak suretiyle tamamlanmış ve bu sebeple Kur'an-ı Kerim, bir defada nazil olmadığı gibi, yazılı metinlerin düzeniyle giriş-gelişme- sonuç şeklinde de kompoze edilmemiştir. Metnin kurgusu, birbiriyle irtibatlı ve fakat müstakil pasajlar halinde olup ayetler farklı zamanlarda, farklı mekanlarda, farklı konularda ve farklı topluluklara hitaben nazil olmuştur. Kur'an-ı Kerim'in tamamını ihtiva eden metin, Hz. Ebubekir döneminde 'yazılı' olarak biraraya getirilerek Mushaf adını almış ve Hz. Osman döneminde 'istinsah' yoluyla çoğaltılan bu Mushaf kompozisyonu değişmeksizin günümüze kadar gelmiştir.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.