Uluslararası Meydan Okumalar
Gelişmekte olan ülkeler BRIC ülkelerinden (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ibaret değildir. Bu kategoride çoğunlukla Avrupa dışından onlarca ülke vardır. Günümüzde bu ülkeler gelişmek için Avrupa'dan izin istemiyor, gereken neyse yapıyorlar. Ayrıca, artık Batı dünyasının ortak faydalar ve değerlerinin evrenselliği adına uluslararası gündemi ve kuralları tek başına belirlemesine karşı çıkıyorlar. Beş asırdır her şeyi yönetmeye alışmış olan Batı dünyası da bu meydan okumayla ve on yıllardır hiç tanık olmadığı yeni bir durumla karşı karşıya kaldı.
Sayfa 107 - Erdem yayınları
Dünün Küreselleşmesi
Tıpkı XVI. yüzyıldaki küreselleşmenin dünyanın Avrupalılaşması olarak görüldüğü gibi 1990'lı yıllardaki küreselleşme de dünyanın Amerikanlaşması olarak görülüyordu. Fakat şartlar kısa süre içinde değişti. Afrika'nın demografik, Asya'nın ekonomik, İslam dünyasının ise stratejik gelişimleri başta olmak üzere, çok sayıda yenilik Batı dünyasının egemenliğine meydan okumaya başladı.
Sayfa 106 - Erdem yayınları
Medenileştirme misyonu sömürgecileri
Birinci Dünya Savaşı arefesinde hem Fransızlar hem de İngilizler küresel birer imparatorluk yönetiyordu. Aynı şekilde Belçikalıların, Portekizlerin, İspanyolların, Almanların ve Hollandalıların da sömürgeleri vardı. Avrupalılar, üstlendikleri "medenileştirme misyonu" adına, aralarında paylaştıkları dünyaya hükmediyorlardı.
Sayfa 106 - Erdem yayınları
Dünyanın fethi batı için
Dünyanın fethi, başlangıçta epeyce zayıf olan askeri imkânlarla gerçekleşmişti. Fakat Avrupa'da meydana gelen iç savaşlar nedeniyle ülkeler donanımlarını sürekli yenilemiş, böylece rekabette açık ara önde olmuşlardır.
Sayfa 106 - Erdem yayınları
Blaise Pascal şunları söylüyor: “Her insan mutluluğu aramaktadır. Bunun istisnası yoktur ama her insan şikâyet etmektedir; prensler, hizmetçiler, asiller, halk, yaşlı, genç, güçlü, zayıf, eğitimli, cahil, sağlıklı, hasta, her ülkede, her zamanda, her dönemde, her şartta... İnsan boş yere etrafındaki her şeyle boşluğu kapamaya çalışır, o şeylerden hiçbiri ona yardımcı olamaz, çünkü bu sonsuz boşluk ancak sonsuz olanla yani Allah ile kapatılabilir” (Pensees).
Sayfa 288Kitabı okudu
'Amadeu bir kitabı okursa,' demişti bir başka öğretmen, 'o kitapta harf kalmaz. Yalnızca anlamı değil, matbaanın mürekkebini de yutar o.'
İnsanın yaptığı her şey , bilinemeyen derinlikte saklı bir iç hayatın tamamlanmamış , adeta gülünesi çaresizlikteki ifadesidir sadece , bu iç hayat yüzeye çıkmaya çabalar ama onun uzağına bile ulaşamaz .
Sayfa 29Kitabı okudu
Kelimeler yaşananın üzerinden kayıp gider , sonunda kağıdın üzerinde bir sürü çelişki kalır .
Sayfa 22 - SisKitabı okudu
“Her birimiz birden çok kişiyiz, pek çoğuz, ifrat sayıda kendimiziz.”