"Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım."
Reklam
"Kafamda sürekli sorular soran biri var.Yanıt bulana kadar susmuyor."
"İnsanlar cehennem azabından korkmadan iyi olabildiklerinde daha üst düzeyde bir uygarlığın ilk adımı atılmış olacaktır, derdi."
...düşünürken, tartışırken, iş yaparken, müzik dinlerken, sessizce otururken birlikte olduğun kişiyle bir an aynı duyguları hissedebilir, aynı sevinci, aynı kederi, aynı heyecanı, aynı dinginliği yüreğinde duyabilirdi ama bunun süreklilik kazanması ancak bir mucizeyle gerçekleşebilirdi ya da her iki insanın da kendini başarılı bir biçimde kandırmasıyla.
Reklam
"İnsanlar beni yanlış tanıyor" diye düşündü Esra. Böyle cesur, kararlı, her şeyi bilen biriymiş gibi davranıp onları kandırıyordu..
Ben yıllarca bedenimde aynı yöne bakıp farklı şeyler gören iki insanı taşıdım, iki insanın isteklerini aynı anda yerine getirmeye çalıştım. İşin kötüsü, ne tümüyle biri ne de öteki olabildim.
Sayfa 31
'Bana teşekkür etme. Çünkü ben sana iyilik etmiyorum. Kızmıştım, doğru ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için toprak buluttan vazgeçebilir mi? Ona gülümsemiyor diye anne yavrusundan vazgeçer mi? Tarla tohumdan, başak güneşten, böcek çiçekten vazgeçer mi? Benim senden vazgeçeceğimi nasıl düşünürsün?"
Reklam
Filistin'de zulüm hâlâ sürüyor
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bir sürü insan sürmekte olan savaşın farkında bile değil. Ancak oğullarını, eşlerini, kardeşlerini kaybedenler, bir de savaşanlar her şeyin farkında... Sakat kalanlar, aklını yitirenler, sağ ama yüreğinde acıyla dönenler. İşte onlar hiçbir zaman unutmayacaklar yaşananları. Unutmaya kalksa bile yaşadıkları belleklerinin bir yerinden sızıp geçmişi yenidrn anımsatacak onlara. Olayları televizyon haberlerinden izleyenler, gazete köşelerinden okuyanlar, rahat köşelerinden savaş hakkında ahkam kesenler bunu bilemez.
Pisiris'in söyledikleri doğruydu, ben bu ülkenin en ivi yetiştirilmiş adamıydım. Bilgiliydim, sadıktım, çalışkandım, uysaldım ama bunların ne yararıı görmüştüm? Büyükbabam da öyleydi, babam da, onlar ne yararını görmüşlerdi? Babam yazmanların tanrıların kalemi olduğunu söylemişti. oysa biz, akıllı ya da aptal, korkak ya da cesur, bilgili ya da cahil kralların kendi aralarında oynadıkları kanlı oyunlarda birer dama taşı olmaktan başka bir işe yaramamıştık. Ama krallar da tanrıların elinde birer oyuncak değil miydi? Tanrı lar da kralları istedikleri yazgıyla ödüllendirip cezalandımıyorlar mıydi? Kimin savaşı kazanacağına, kimin yenileceğine onlar karar vermiyor muydu? O zaman suçlu olan krallar değil, tanrılardı.
Sayfa 310Kitabı okudu
Tanrıların yeryüzündeki temsilcisi Kral Pisiris, babamın başını kestirmişti, sevdiğim kadının, çocuğumun ölümüne neden olmuştu ve ben ödlek Patasana, onun karşısına çıkmamış yüzüne tükürmemiştim. Korku, ışığı boğan karanlık bir gece gibi aklıma, yüreğime çökmüş, bütün bedenimi sarmıştı. Evet, ben bir korkaktım ama korkaklar da intikam alırdı. Belki de en iyi intikamı korkaklar alırdı. İlan etmeden, sinsice bekleyerek, hiç kimsenin ummadığı bir anda...
Sayfa 338Kitabı okudu
Kral Pisiris'ten intikam alacağım gün gelip çatmıştı. Bir köşede durmuş, kurban edileceğinden habersiz, sahibinin ardından koşan bir koyun gibi Sargon'a yaltaklanmaya hazırlanan Pisiris'i izliyordum. Bundan ne kadar büyük bir zevk aldığımı anlatamam. İnsanların yazgılarını ellerinde tutan tanrıların neler hissettiklerini ilk o zaman anladım. Pisiris'e bu acı sonu ben hazırlamıştım, yazgısını ben belirlemiştim.
Sayfa 370Kitabı okudu
"Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.