Taşlara hayat veren kadın..Camille Claudel. Yetenekli ve aşık bir adam.. Rodin. Sanat, tutku, aşk , delilik , dahilik bu kitabı en iyi anlatan cümleler bence. Küçük bir kız coçuğunun toprağa , çamura olan merakı , bu tutkusunu heykel sanatina taşıması ve bu yolculukta On'a aşkın eşlik etmesi. Yetenekli olmasına rağmen bir erkeğin
Claudel'in *makalesini hızlıca okumuştum, ama bir defa ve çok hızlıca okumuştum, bununla beraber ne Claudel ne de Rimbaud ilgimi çekmiyordu. İkinci bir kez okumadan da üzerinde yorum yapmak istemedim ama her şeye rağmen çevirmek için bu makaleyi seçmene sevindim.
*Paul Claudel'in "Arthur Rimbaud" başlıklı makalesinin Milena tarafından yapılan çevirisi, 8 Temmuz 1920 tarihli Tribuna'da yayınlanmıştı.
Öfkeli ve melankolik bir kuzey adamı gibidir.
İlkyaz ve yaz mevsimlerinden çok kıştan hoşlanır.
Yolculuklarını güneşi bol ülkelere değil, İngiltere,
Almanya, Belçika ve Hollanda gibi sisli ve yağmurlu ülkelere yapar. Claudel Verlaine’e Ardenli çocuk
derdi. Karataş adını takmıştı ona. Karataş bilindiği gibi, her zaman, yağmurdan nemli ve karanlıktır. Dizelerinde sık sık yağmur ve göz yaşlarına
raslanır. Kuzeyin sislerini sever, düşler evrenine götüren bütün ortamları sever. Van Gogh ve
Nerval’i büyüleyen öğlen güneşlerinin aldatan görünüşüne kayıtsızdır. Dizelerini güneş batınca yazar. Şiirlerindeki kar beyazlıktır, çocukluk günlerine özlemdir.
Değişmeyen, kendinden ötesi ve başkası olamayan şeyler.
bir damla göz yaşına değer mi?
Bilmiyor musunuz, ben gelip geçen bir gölgeyim.
Siz de öyle.
Bir gölge, bir görünüş.
Dâhiler ve Aşkları; sanat, edebiyat, bilim ve düşün tarihinin önde gelen dâhilerinin yaşadığı aşkları, eserleri paralelinde ortaya koyan, ansiklopedik ölçekte bir biyografi kitabı. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada -toplam olarak- bu kapsamda oluşturulmuş nadir eserlerden biri olma özelliği de taşıyan bu önemli kitap; içinde yer alan dâhilere,
Kim ki kanı tatmıştır, artık berrak suyla, keskin balla beslenemez! Kim ki insan ruhunu sevmiştir, yaşayan başka bir ruhla bir kez temas etmiştir, sonsuza dek kalır orada.
İnsanca bir söz söyle yeter!
İsmim yeter yeryüzünün olgunluğunda, gerdek gecesinin bu güneşinde,
Sessiz soluksuz o korkunç sözlerden biri olmasın sakın, birini yollamıştın bana
Bir çarmıh gibi, zihnimin bağlı kalacağı!