Derleme öykü kitaplarının dezavantajları, derleyenin serbest seçimiyle oluşturulduğu için tamamen öznel olabilir ve okuyucuya hitap etmeyebilir. Bu dezavantaj gibi gözükse de derleyenin büyük bir edebiyatçı ve aynı zamanda öykücü olması seçkinin nitelikli olmasını da beraberinde getirecektir. Nitelikli edebiyatı derleyip toparlayacak da yine nitelikli yazar olacaktır. En azından söz konusu yazar Murathan Mungan olduğunda bu böyledir.
Murathan Mungan, Erkeklerin Hikâyeleri başlığıyla derlediği öykü kitabında on altı büyük yazarın on altı öyküsünü seçerek kitabı oluşturmuş ve yayınlanmasını sağlamış, çok da iyi etmiş. Kitaptaki öykülerin çoğunu zevkle okuduğumu nitelikli bir seçki nasıl olur sorusuna verilebilecek en güzel yanıtın bu tür kitaplar olduğunu söyleyebilirim.
Mungan, böyle bir seçki oluşturma fikrinin Cesare Pavese'nin Kendini Öldürenler adlı öyküsüyle ortaya çıktığını belirtiyor kitabın önsözünde. Henry Miller, Vladimir Nabokov, John Cheever, Raymond Carver gibi birçok büyük yazarın erkeklerin kadınlara ilişkilerine dair nitelikli öykülerini seçerek oluşturmuş. Kendini Öldürenler adlı ilk öykü Mungan'ın da belirttiği gibi etkileyici. Sevdiği, birlikte olduğu kadına acı çektiren, bencilliği uğruna onun ölümüne sebep olan ve merkezinde bencil bir erkeğin olduğu acıklı bir öykü bu. Öykülerin içeriğine tek tek değinmeye gerek yok sanırım. Zira öykünün özeti olmaz ve okunmadan anlaşılmaz. Bu itibarla öykü severlerin ve erkekliğin hâlleri hakkında çarpıcı öyküler okumak isteyenlerin pişman olmayacaklarını bir kitap bu. Tavsiye edilir...
"Carlotta," diyordum, nasıl aşık olunur? Uzun süredir aşık değilim. Güzel bir şey olmalı, diye düşünüyorum. İyi giderse tadı çıkarılır, kötü giderse umulur. Günü gününe yaşandığını söylediler bana. Nasıl oluyor Carlotta?"
Şimdi, hiçbir tutkunun, o tutkuyu içinde yaşayan kişinin yapısını değiştirecek kadar güçlü olmadığına inanıyorum. Ölünebilir, yine de değişmez hiçbir şey. Coşkunun doruğu aşıldıktan sonra, yine onurlu kişi ya da dolandırıcı, aile babası ya da çocuk olur insan, daha önce neyse; hayatını yaşamayı sürdürür. Ya da daha iyisi: Kendi gerçek kişiliğimizi görürüz bunalım sırasında, bizi dehşete düşürür bu, olağanlık bıktırır, uğradığımız aşağılamanın ağırlığı ölçüsünde ölmek isteriz belki, ama kendimizden başka suçlayacak kimse de yoktur.
"Hepimiz iğrenciz bu dünyada, ama bir gülümseyen, gülümseten, içten bir iğrençlik var, bir de çevresinde boşluk yaratan, başka, yalnız bir iğrençlik. İlki, sonuç olarak, en aptalcası da değil."