Sardunyaya Ağıt
Geçtiğimiz hafta Nebil Özgentürk’ün evinde misafir olduğumuzu yazmıştım. O kadar muhteşem hikayeler dinledim ki ondan, tek tek yazmam imkansız; sanırım izin de vermezdi. Ama sardunyanın hüzünlü hikayesini paylaşmadan duramadım... İşte Nebil’in ağzından muhteşem bir Can Yücel hikayesi… “Can Yücel’i 12 Mart’ta şiir çevirisinden dolayı cezaevine
Uğurlar Olsun
youtu.be/A4bq3vNA7ts?si=... Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda (Ucuz can pazarıydı kalemim düştü kana, kalemim düştü kana) Zalımlar pusudaydı bedenim paramparça (Ucuz can pazarıydı kalemim düştü kana, kalemim düştü kana) Uğurlar olsun, uğurlar olsun Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun Bir keskin kalem, bir kırık gözlük Yürekli yiğitlere hatıran olsun Çevirdim anahtarı apansız bir ölüme Şarapnel parçaları saplandı ciğerime (Ucuz can pazarıydı kan doldu gözlerime, kan doldu gözlerime) İsimsiz korkuları katmadım yüreğime (Bembeyaz doğruları yaşadım ölümüne) Uğurlar olsun, uğurlar olsun Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun Bir keskin kalem, bir kırık gözlük Yürekli yiğitlere hatıran olsun O zaman bu senin için
Tuco Herrera
Tuco Herrera
Reklam
Mavi gözlü dev Nazım Hikmet
Bursa cezaevinde Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’le aynı koğuşta kalmaktadır. Koğuş masasının üzerinde Orhan Kemal’in (asıl adı ”Mehmet Raşit Öğütçü”) bir roman başlangıcını görür. Okur. Ayağında takunyalar koşarak avluya çıkar Nâzım Hikmet. Orhan Kemal’e soluk soluğa sorar, “Siz mi yazdınız bunu?” Orhan Kemal çekinerek, “Evet” der. Nâzım Hikmet büyük
750. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arûs
ETKİNLİK BAŞLANGIÇ TARİHİ:17.11.2023 ETKİNLİK BİTİŞ TARİHİ:17.12.2023 (#227403009) "Halbuki ona benim vuslatım lâzımdır.” Şu halde Allah, kulunu vuslat ile müjdeledi. Ancak bu vuslata ermek için kula ölüm gerekir demesi tâ ki ölüm sözüyle kulunu kederlendirmesin. Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’ın “Sizden
Merhaba Sevgilim, Bir güneşi daha batırdık. Bir kez daha doğacaktır güneş, bizimle veya bizsiz. Doğa kendi kendine, insansız var olabiliyor sevgilim. Ama insan öyle değil. İnsan, kendi kendine bir arpa boyu yol alamıyor. Doğa karşısındaki acziyetimizden bahis açsam, eminim ki bilmediğim çokça şeyi anlatırsın. Şimdi ben desem ki Ay, Dünya'ya çok yakın ve her yerden görünüyor. Insan insana yakın değil her yerden görünemiyor. Bütün ciddiyetinle dünyanın ve ayın konumu üzerine söylev verirsin. Oysa hiçbirine ikna olmam. Ay, dünyaya bu kadar yakınken benim sana bu denli uzak oluşumu, bilimsel hangi teori izah edebilir? Bu pazarlar, beni büsbütün benden soğutuyor. Öyle geçmez, halimi öyle beğenmez, yirmi dört saat uyku, yirmi dört saat var olma çabası... Sevgilim, çok mu saçmaladım? Senin pazarların nasıl geçiyor? Sen pazarları seversin. Ben de seni severim. Senin pazar günlerin, ekmek ucu gibi keyiflidir. Günlerini, bir akşamüstü dinginliğinde geçirmen için dua ediyorum. Benim günlerim yok. Günler var ve de bitmek bilmiyolar, bir de ben varım, öylece yürüyorum. Günler geçiyor, ben yürüyorum. Ben geçmiyorum. Gitmiyorum. Bitmiyorum. Öylece. Beni bitirememek acizliği ile beni var edememek çaresizliği arasında, hiçliğin boşluğundayım. Ellerim, saçlarımda. Saçlarım her yerdeler. O kadar az kaldılar ki, ben bitemiyorum. Sevgilim, yazıyorsam yaşıyorumdur. Yaşıyorsam, seviyorum. Her yerinden.
165 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.