ETKİNLİK BAŞLANGIÇ TARİHİ:17.11.2023
ETKİNLİK BİTİŞ TARİHİ:17.12.2023 (#227403009)
"Halbuki ona benim vuslatım lâzımdır.” Şu halde Allah, kulunu vuslat ile müjdeledi. Ancak bu vuslata ermek için kula ölüm gerekir demesi tâ ki ölüm sözüyle kulunu kederlendirmesin.
Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’ın “Sizden
Kendimi anlatmak bugünlerde
yarın gibi, hep beklediğim ama
bir türlü gelmek nedir bilmeyen.
İçimden, ne biçim dert, o baht el eder.
Olmasa da olur, olmadı da selametle.
Hiçbir şeyim yok, hani sabah nerede.
Vah edemem, bir parça boş verdim
kabahat bende, inanmak hoş gerçi.
Güvendikçe çıkması zor, bir dahalar
yersiz, düşünceler
Öncelikle bu senede beni yalnız bırakmayan, destekleyen ve istişare ettiğim https://1000kitap.com/Soullesss' Can'a https://1000kitap.com/cozemedimgitti Kardeşim e
1. Adıyaman Süleyman: Okul Uygulama Bahçeleri • Kendi Yayını 4. Bası 1963
2. Ağanoğlu Halit: Köy Enstitüleri Yolunda • İstanbul, 1949-A Sait Basımevi
3. Akalın Bedri: Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Klavuzu • İstanbul, 1945-Milli Eğitim Basımevi
4. Akın Galip: Tonguç'un Kır Çiçekleri • Güldikeni Yayınları -
Bursa cezaevinde Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’le aynı koğuşta kalmaktadır. Koğuş masasının üzerinde Orhan Kemal’in (asıl adı ”Mehmet Raşit Öğütçü”) bir roman başlangıcını görür. Okur. Ayağında takunyalar koşarak avluya çıkar Nâzım Hikmet. Orhan Kemal’e soluk soluğa sorar, “Siz mi yazdınız bunu?” Orhan Kemal çekinerek, “Evet” der. Nâzım Hikmet büyük
Şubat 2019... İstanbul bembayaz bir kar örtüsünün altında dinleniyor... Bugün çok daha az kişi ayak basıyor sokaklara, kaldırımlara... Daha az araba geçiyor, daha az korna çalıyor caddelerde... Bir Pazar günü... Dışarıdaki beyaz örtüyü üzerime çekip şehir gibi dingin, sessiz sedasız yaşamak istiyorum bugünü... Böyle bir günde yapılacak iki güzel
Bu dünyanın karanlık yüzünde kalmak mı, yoksa tavşan deliğinden yuvarlanmak ve aynanın öteki tarafındaki hayata bakmak mı?
Yazar bize bir yol gösteriyor aslında Alice' yi harikalar ülkesine gönderirken.
Dünyada olup bitenler mi saçmalık, yoksa rüyalarımız mı? Hangisinde yaşamak daha mutlu yapar bizi? Belki de saçma olanı görünce yaşadığımız
Cumhuriyeti, özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünü savunan cesur ve aydın gazeteci Uğur Mumcu'yu 25. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum. Mekanı cennet olsun. Uğur'lar olsun... Uğur'lar olsun...
melisababy.blogspot.com.tr
"Ben Atatürkçüyüm.... Ben, Cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den
her şey güneşi seviyor hattâ denizler bile
denizlerde nefes alan sen bile ve biz
güneşi değil ışığını seven insanlarız
güneş içime vuruyor
güneşin ışığı var
güneş yok
güneşin ışığını kim anlatabilecek
pazar pazar gezmek
dağ dağ dolaşmak ve ormanlarda kalmak
güneşin ışığını anlatacak olanı arıyorum
güneş içime vuruyor
Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme
Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime
Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime
İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime
Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun.
Kovboy filmiyle başlayan pazar kahvaltılarını, dünyanın en ilginç şeyine rastlamışım gibi incelediğim bahar filizlerini, üzerindeki çiğ taneleriyle güneşi selamlayan bitkileri aklımın hep bir köşesinde tuttum. Onlar benim en saf yanım, vatanım, hasretim..
Camus'un Meursault'u ne kadar sıradansa Barış Bıçakçı'nın kitapçı Rıfat'ı da o kadar sıradan. Rıfat alışılmışlıklarla ve tekdüzelikle savaşan sıradan bir adam. Sıradan bir kitapçı. Ama bu kitapçı Rıfat, huzursuz olduğunu fark etmesiyle kendi hikayesini yaratmaya başlıyor. Ve artık onun bir amacı var!
*Alıntı*
Bir pazar sabahı Rıfat günlerin