Bu sefer de kendim için geldim. Aslında biz tüm aile size gelmeliyiz. Bana kalırsa evde herkes hasta, en sağlamı benim diyebilirim ama bu evde yaşamak zaten başlı başına bir hastalık sebebi. Son günlerde iyice daraldım, artık kimseye tahammülüm kalmadı. Ben devlet memuruyum, ağır ve çok sorumluluk isteyen bir işim var. Akşama kadar işte çok yoruluyorum. Akşam eve gelince biraz huzur istiyorum ama nerde? Sanki ev değil nazi kampı. İstediğin gibi oturamazsın, kalkamazsın. Hafta sonu derseniz evde çalışmak- tan canım çıkıyor. Pazartesi sabahları işe gidince bütün vücudum sızlıyor. Bana yazık değil mi?
GAZETENİN BİR HAFTASI: KÜBİTEM için tutulan daire Devlet gazetesinin en lüks bürolarından birisi idi. Apartmanın girişi Bayındır sokaktandı ama salonu Meşrutiyet caddesine bakardı. Üç oda ve bir salondan oluşan büronun bir odası sırf Dündar Taşer'e tahsis edilmişti. Dündar Taşer misafirlerini burada karşılar görüşür, sohbetlerini burada
..kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı
pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde...