Emrullah Yetiş

Emrullah Yetiş
@pecorinnn
Hâlâ öğrenci! - İstanbul Üniversitesi & Kitapçı
Öğrenci
Üniversite
İstanbul
Diyarbakır, 25 Nisan
8 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Ne yapabiliriz? Yaşamak gerek! Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orda, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz... Tanrı da acıyacak bize ve biz seninle canım dayıcığım, parlak, güzel, sevimli bir hayata kavuşacağız ve burdaki mutsuzluklarımıza sevecenlikle, hoşgörüyle gülümseyeceğiz ve dinleneceğiz...
Sayfa 85 - iş bankasıKitabı okudu
Reklam
Kelebeğin mumun ateşinde yanması yanmayı beceremeyenler için bir teselli kaynağı değildir, sadece imrenilesidir.
kapı yayınlarıKitabı okudu
Önsöz
"Yoksulluğum övüncümdür," diyenin mübarek gözleriyle işaret ettiği o mahzun incir ağacının altında geçirmekte olduğum bitmez tükenmez bir ânın hülyasıyla kendimi kandırmayı becerebildiğim için sürülere özgü sevinçlere kapılmayı seçmek, ermek istediğim menzilin hakikatiyle mütenasip değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
kâğıt kalem çıkarıp seni hatırlamamak mümkün mü diye yazmaya başlıyorum.
Sayfa 15 - beyan yayınlarıKitabı okudu
üzüntüden sokaklarda avazım çıktığı kadar bağırmaya başlamadan dön.
Sayfa 12 - beyan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yüreğin o giderilemez unutkanlığıyla değil, çok daha amansız ve hiç dönüşü olmayan bir başka çeşit unutkanlıkla unutulmuş olduğunu anladı.
İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.
Sayfa 24 - CanKitabı okudu
Artık baktığım her yerde onu görmüyorum. Bu, baharın bir muştusu olmalı. Elbette cemrenin sırasıyla bünyemize düşecek olması kırlardan papatya toplatır gibi kurmayı unuttuğumuz güneşli cümleler için kelimeler biriktirecek yüzümüzde. Bunlar da olmayacak şeyler değil.
Sayfa 53 - İzdiham
Size iyi şeylerden de bahsedebilmeliyim. Ama ben topu taça atmakla meşhurum. Ben şiirimi denizlere atmakla meçhulüm.
Sayfa 52 - İzdiham
İstanbul'da gün boyu dolaşırken dünyanın haline üzüldüm. Ankara'da insan sadece Ankara'nın haline üzülüyor.
Sayfa 24 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Konuştum. Hep çok konuştum. Dilim damağım kuruyana kadar konuştum. O kadar çok konuştum ki benim sustuklarımı kim duyacak şimdi? Kim konuşacak sözüm üstüne? Onca zaman bir ağıda sakladığım içimi kim okuyacak? Sadece bu dünya değil, galiba kıyamet de sana kaldı Heves Ali'm. Zaman unuttu seni. Geldiğin yol, gittiğin gece bile unuttu. Ben unutmadım.
Sayfa 200 - İletişimKitabı okudu
Hüzün yaratılış öncesinde başlamıştır: Yaradan, dünyaya daha fazla nüfuz etmiş olsa, dengesini bozardı. Bir de ölmek var diye düşünen kişi, bazı yalnızlıkları yaşamamıştır; bazı uçurumlarda idrak edilen ölümsüzlüğün kaçınılmazlığını da...
Sayfa 141 - MetisKitabı okudu
Yaşamak şu anlama gelir: inanmak ve ümit etmek
Sayfa 95 - MetisKitabı okudu
fildişi kule , davasız sanat meczuplarını barındıran miskinler tekkesi. ama her mücahit o tekkede silah kuşanır. bir zindan değil , bir liman.
Sayfa 278 - İletişimKitabı okudu
“Hakikaten yalnız varlık, insanlar tarafından terk edilmiş olan değil insanlar arasında acı çekendir; kendi çölünü peşi sıra panayırlarda sürükleyen ve mütebessim bir cüzzamlık, tamiri imkânsızlık komedyenliği yeteneklerini sergileyendir. Eski zamanlardaki büyük yalnızlar mutluydular, ikiyüzlülüğü bilmiyorlardı, gizleyecek bir şeyleri yoktu: Bir tek kendi yalnızlıklarıyla söyleşiyorlardı…”