Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“…ama kasabanın öteki ucunda bir park var var Arturo. Banning Parkı adı. Harikulade okaliptus ağaçları var orda, yemyeşil bir park Arturo. Ne kitap okunur orda! Oraya git. Nietzsche oku. Schopenhauer. O muhteşem adamlarla geçir zamanını. İş mi? Peh! Oraya git ve okaliptus ağaçlarının altında kitabını oku.”
Sayfa 44 - Parantez YayıncılıkKitabı okuyor
“Demek iş arıyorsun. Ne işi, Arturo? Sana iş, öyle mi? Ha, ha! Kim olduğunu bir düşünsene oğlum! Yengeç katili, hırsız. Elbise dolaplarında çıplak kadın fotoğraflarına bak, sonra da iş bulmayı umut et! Ne kadar gülünç! Ama gidiyor işte salak, koltuğunun altında kocaman bir kitapla üstelik. Hangi cehenneme gittiğini sanıyorsun Arturo? Neden o sokağa sapıyorsun da bu sokağa sapmıyorsun? Neden batıya gidiyorsun? Cevap ver bana, hırsız! Kim iş verir senin gibi bir domuza? Ama kasabanın öteki ucunda bir park var var Arturo. Banning Parkı adı. Harikulade okaliptus ağaçları var orda, yemyeşil bir park Arturo. Ne kitap okunur orda! Oraya git. Nietzsche oku. Schopenhauer. O muhteşem adamlarla geçir zamanını. İş mi? Peh! Oraya git ve okaliptus ağaçlarının altında kitabını oku.”
Sayfa 44 - Parantez YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Dikkat edin beyler, dün idamın kaldırılmasını hâlâ ütopik, farazi, hayal ürünü, delilik, şiirsel ve fantezi olarak görüyordunuz. Peh! Ne olmuş yani? Bu ölüm cezasını kaldırmamız siz sıradan halkın hayrına değil, bizim gibi bakan olması muhtemel milletvekillerinin bekası içindir. Hızlıca, cellâdı silelim, kanunsa üstüne çizelim.
Bir paradigma geldi geçti peh peh peh ...bizde hala böyle inançlar var ...
Orta Çağ boyunca yaygın fikir dünyadaki tüm krallıkların bir gün, tam da İsa dünyaya dönmeden önce son bir imparatorlukta birleşeceğiydi. On yedinci yüzyılın başından itibaren bu bilindik fikir bir rüya olmanın ötesine geçememiştir, oysa bu fikir Orta Çağda siyasi düşüncenin ya da tarihsel-siyasi düşüncenin ana unsurlarından biriydi. Bu tip bir Roma İmparatorluğu'nu yeniden kurma projesi sonsuza kadar ortalıktan kaybolmuştur. Siyaset artık çokluluğu azaltılamayacak devletlerin sınırlı bir tarihsel süreç içerisinde çatışmasıyla ve rekabet etmesiyle başa çıkmak zorundaydı.
Sayfa 197 - Profil KitapKitabı okudu
Vesayeti altında tutmak istedikleri ülkelerde ABD, "Demokrasi-Faşizm Matriksi" olarak adlandırdığım bir yöntem uygulamaktadır. "Demokras- Faşizm Matriksi", künyeli ilk yazı yeni şafakta yayımlanmıştı, bu üçüncüsü sayılabilir. O yazı üzerine ABD Büyükelçiliği'nden aramışlar ve yanlış hatırlamıyorsam hafiften beni soruşturmuşlar. Bir de bizden bir Albay aramıştı. Bana birkaç gün sonra, ABD dahil, birkaç ülkeden vatandaşlık teklifine dair ve ciddi gözüken bir e-mail gelmişti, peh peh(!). Efendi, Ben sizin bildiğiniz Türklerden değilim!" sadedinde mizahi cevaplar vermiştim. Ayrıca denizaşırı muhaceret, delikanlıyı bozabilir...
Sayfa 39 - KitabeviKitabı okudu
Peh
Güzeller bayram günleri süslenir: Seninse bayramları süsler yüzün.
Reklam
Erkeğin düşkünü olmaz. Neden derseniz, ona bakacak bir kadın mutlaka bulunur. Hele ki zorda bir erkeğe… Kadınlar öyle hasta babalarını, yaşlı kocalarını kolayından sokağa atmaz. Bu çişli adam, kesin ya çoluk çocuğuna büyük bir fenalık etti ya karısına da, bunu evden atmışlar. Belki kendisi, çocukları küçükken evi terk etti, gencim yoluma bakarım diye düşünüp; sonra yaşlanınca aradı evlatlarını, onlar da, "Bize 30 yıl sonra baba lazım değil," deyip resti çekti. E haklılar. Erkeğin düşkünüymüş, peh!
Sayfa 43 - Everest Yayınları
“İlk aşk unutulmazmış. Peki ya son aşk? Ölürken ruhunuzun bedeninizden sökülen o son parçası? Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz? Peh. Aşk gençlerin oynadığı fakat ihtiyarların bildiği bir oyundur.”
916 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.