Merhabalar!
Tam 5 ay önce okumaya başladığım ve 4 defa okumaktan vazgeçip, sonunda bitirdiğim bu kitabı sırf çok okunuyor diye bende kendi düşüncelerimi yazmak istedim.
Yazarın bu kadar çok Klişeyi bir araya nasıl getirdiğini merak ediyorum. :))
Bu aşk mı? Asla değil. Olsa olsa takıntı ya da bağımlılık. Başka türlüsü benim düşünce yapıma ters.
§
- İlk aşk unutulmazmış.. Peki ya son aşk? Ölürken ruhunuzun bedeninizden sökülen o son parçası?? Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz?.. Peh!
İllaki hayatınız da kötü kitaplar ile tanışıp okuyacaksınız ve bu canınızı sıkacak ama emin olun bu kadar kötüsünü hiç okumamış olacaksınız. Bütün ağaçlardan özür dilerim ve bu kitap için kesilen bütün ağaçların hakkını aramalıyız bu sonuçsuz kalmamalı. Bir şeyler olmalı, biri, bir şeyler yapsın ne olur... ilk defa bu kadar üzgün ve sinirliyim
NOT : Aşkın gözü kördür.
Bu sıralar şizofren gibi mektupların olduğu kitapları okuyorum. Görünür de ne harika eserler olduğunu okurken yaşıyorum. Bana geçmiş dönemdeki zorlukları, ilişkideki sabrın derinliklerini gösteriyor.
Atalarımızın dediği gibi :
" Peh bizim zamanımızda böyle miydi? Teknoloji nerdeee o zamanlar..."
Keşke bizim zamanımızda da böyle olmasaydı diyorum bu eserleri okuyunca... Bizler de saf ve samimi aşkları, bu tür zorlu yollarla tecrübe etseydik.
Bir mektubun en erken 2 günde ulaştığı bir aşka tanık oldum. Bazen ulaşma süresi uzadı adresten, bazen de maddi problemler mani oldu mektubun gitmesine. İlk zamanlar Nahit hanımın bu ilişkiye pek yanaşmayarak iyice zorladığı bir dönemden görüşme döneminin özlemine ( hatta bir ara Orhan Veli artık at yarışlarından bahseder olmuştu :D) kadar yaşanılan bir duruma gelen aşk. Gündelik olaylardan bahsetmeleri, tanıdıklarını şunları şunları yaptı diye anlatmaları okur açısından bazen sıkıcı gelebilir. Fakat mektup sonuçta, o zamanlar sürekli aşktan konuşacak halleri yok ya :)
Nahit Hanım bazen Orhan Veli'yi çok yanlış anlayarak zor durumda bırakıyor mektuplarda. Fakat burada Orhan Veli'nin mükemmel sabrı ve sevgisi Nahit Hanımı kırmadan problemleri çözmesinde etkili oluyor. Meşakkatli bir aşk ama okundukça bizlere birçok şey katan bir aşktı onlarınki. Sabahattin Ali ve Aliye Hanım aşkı gibi çok samimi bir aşktı...
Çok beğendim. Okumak isteyenlere de tavsiye ederim :)
Çoğunun uydurma kitap deyip karaladığı, bir kısmınında hemen okumalısınız dediği kitap. Bunlara değinmeyeceğim. Uydurma olup olmamasının önemli olmadığına inanıyorum; çünkü anlattığı ne varsa hepsi gerçek ve hepsi hâlâ olmakta.
Kitaba başlamadan önce Lawrence denen İngiliz-Arabistanlı Lawrence'den bahsedeceğeni düşünmüştüm, ama durum sandığımdan
Bu kitaba inceleme yazmayı düşünmüyordum ama kendime de hatıra olarak kalsın bu yazım. Bu kitap bir şiir kitabı. Tür olarak öyle geçiyor ama bence şiir kitabı değil. Şiir gibi. Nesir gibi. Öykü gibi. Deneme gibi. Bunların hepsi gibi, ara tür desek yeri: ŞİİRİMSİ. Asla başarılı bir kitap da değil. Öyle kaliteli şiir kitapları gördü ki bu gözler,