Utanç verici olan mesele şu ki pek çok anne, çocuklarına bakmıyor. Onları soğukta, yarı çıplak sokağa salıyorlar. Belki de bu çocuğun annesi de sorumsuz, karaktersiz yaşlı kadının tekidir, ne dersiniz? Ya da belki de onun için çalışan kimse yoktur, dizlerini büküp oturmak zorunda kalmış, gerçekten hasta biridir. Ya da hasta, karnı aç çocukları milleti kandırmak için göndermeye alışmış yaşlı dolandırıcının tekidir. Böyle dilenmekten ne öğrenecek bu çocuk? Yakında kalbi nasır tutacaktır çünkü o böyle dilenerek dolanırken, insanlar hiçbir şey vermeden yanından öylece geçip gideceklerdir. Evet, insanların kalpleri taştan, cevaplarıysa sert ve acı verici olacaktır. "Git başımdan!" diyeceklerdir. "Bizi kandırmaya çalışıyorsun." Bunları herkesten duyacak , kalbi katılaşacaktır. Daha tüyleri bitmeden yuvasından düşen bir kuş gibi, boşu boşuna soğukta titreyip duracaktır. Elleri ayakları donacak, zar zor nefes alacaktır. Sonunda, sizin gibi öksürmeye başlayacaktır. Ölüm onu yakalayıncaya kadar pis bir parazit gibi kalbine kadar ilerleyecektir hastalığı. Onu ele geçirecek, kaçacak yeri kalmayana kadar kovalayacak, kokuşmuş bir köşeye sıkıştıracak, bırakmayacaktır. Evet hayatı böyle olacaktır işte.
Sayfa 135Kitabı okudu
her ilişkinin gizli bir mezarlığı vardır. eğer iki kişiden biri bu mezarlığı yalnız ziyaret etmeye başlamışsa pek yakında o mezarlık ilişkinin de ebedi istirahatğahı olacak demektir. ne olursa olsun o mezarlığı yalnız ziyaret etme. yanındaki eşini de sürükle . Yoksa o mezarlıkta yalnız kalırsın.
Reklam
Nu.D.40' ın doğuşunun ayak sesleri.
Göreceksiniz, Türk'ün bu sahada da nelere kadir olduğunu pek yakında göreceksiniz... Nuri Demirağ 27 Ocak 1937
Sayfa 31 - TübitakKitabı okudu
Göz kendini göremediği gibi anlaşılan pek yakında olan şeyleri de göremiyor.
Sayfa 126Kitabı okudu
Öteki
Ama siz yükseleceksiniz hep bembeyaz, onlar aşağıda siyah kalacak! Sizin başınız bulutlarda dursun onlar balçıkta bacak! Siz tatlı rüyalarınızı görün, onlar terleyip sıçrayacak! Kavunun kabuğuna bıçağı indirin siz, onlar kaçışacak. Genişleyin siz merkezde onlar kenarda daralacak! Onlar seyrek bir fotoğrafta uzağa bakanlar. Onlar bir ömür taşlara su tutanlar. Onlar bir hatırada donmuş duranlar. Onlar bu dünyada yanmış da külde uyuyanlar. Siz nasıl da menekşe gözlüsünüz onlarsa hep aç gözlü! Ah siz ölümsüzsünüz dünya üstünde, onlar ölümlü. Ve siz nasıl da güzel kokuyorsunuz, insanın hası Onlar kenarda kirliler; onlar atık, onlar sası. Ah siz, nasıl da "Siz"siniz buram buram, onlar avam. Bu cahilin, yoksulun, barbarın ışık neyine, onlar ziyan! Siz "it was very amazing" derken "and fun" Onlar özür dileyenlerdi ağacın ruhundan. Balkonunuz çok yüksek sizin baş döndürüyor. Dünya pek alçak bir yer olacak yakında öyle görünüyor.
metis yayınları
Peki, bu bilgi neredeydi? Yalnızca kafasının içinde, o da pek yakında yok edilip gidecekti nasıl olsa. Ve eğer başka herkes Parti’nin dayattığı yalanı kabulleniyorsa –eğer bütün kayıtlar aynı masalı söylüyorsa–, o zaman yalan tarihe geçecek ve gerçek olacaktı. Parti sloganında ne deniyordu: “Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar.” Üstelik geçmiş, doğası gereği değiştirilebilir olmasına karşın, hiçbir zaman değiştirilmemişti. Şimdi gerçek olan, sonsuza dek gerçekti. Çok basitti. Tek gereken, kendi belleğinize karşı sonu gelmeyen zaferler kazanmanızdı. “Gerçeklik denetimi” diyorlardı buna: Yenisöylem’de ise “çiftdüşün”.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.