bir müddet buralardayım

bir müddet buralardayım
@pekbionemiyok
sonra göçeceğim.
Reklam
Neden dost ol­madan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Yirmi yaşlarının başındaki insanlar böyle mi olmalı? Sevişmek için, ilkin nikâh imzası mı atılmalı? Ya da yalnız kalıp, yıllar yılı erkek-kadın özlemiyle kendi kendilerine mi boşalmalılar? Er­kekler, kadın resimlerine mi bakıp heyecanlanmalılar? İlk ka­dını genelevde mi tanımalılar? Karı-kocalar birbirlerinin göv­delerine "mal" gözüyle mi bakmalı? İnsanın doğal yapısı bu davranışların tümüne aykırı. Bizim insanlarımızın insan sev­mesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor. Çarpılıyor.
Sayfa 44
Kardeşinin çektiği acıları biraz olsun duyuyor musun? Görüyorsun işte. Hastalar ancak günlük yaşam içinde, yakınları arasında, davranışlarına hasta denilmeyen insanlar arasında iyi dilebilirler. Çünkü sinir hastalığı da bulaşıcı bir şey. Hem öyle mikrop almakla değil, bir insanın umutsuzluğunu derinden al­gılamakla bile geçebilir. O zaman gücün varsa kurtar kendini. Ne ilaç, ne şok. Hastalık ile sağlık arasındaki bağ o denli zayıf ki, bir şizofrenin otuz yıllık solgunluğunu, zayıflığını, iştahsızlı­ğını, çürümüş dişlerini ve zamanı yitirmişliğini yakından duy­mak, şizofreni kokusunu koklamak bile hasta edebilir insanı.
Sayfa 40

Reader Follow Recommendations

See All
Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış!
Sayfa 12
Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı.
Sayfa 12
Reklam
Dorian düşüncelerinin zindanında hapisti. Hatıralar, devasız bir hastalık gibi ruhunu kemirip bitiriyordu.
Sayfa 213
Dorian, beni hep seveceksin. Senin için, işlemeye asla yüreğinin yetmediği günahların temsilcisiyim ben.
Sayfa 93
Sıradan faniler yaşamın sırrına erebilmek için beklemek zorunda kalırken, seçilmiş bir avuç azınlık daha perde kalkmadan bu sırra vakıf olabiliyordu. Bu, çoğu zaman sanatın, özellikle edebiyatın etkisiyle mümkün olabiliyordu çünkü sanat da, edebiyat da arzular ve zihinle ilişkiliydi. Bazen de karmaşık karakterler sanatın yerine geçer, onun işlevinin yerine getirirdi. İşte bu insanlar sanatın ta kendisiydi; resim gibi, şiir gibi, heykel gibi, onlar da yaşamın yarattığı şaheserlerdi.
Sayfa 67
Dünyanın en büyük olayları insan zihninde geçer derler. Dünyanın en büyük günahları da insan zihninde işlenir.
Sayfa 23
Vahşi yanımızı kesip atarak, kendi kendimizi inkar edip sakatladık ama o vahşi yanımız trajik bir hayatta kalma mücadelesi vermeye devam ediyor. İnkar ettikçe cezalandırılıyoruz. Boğarak öldürmeye çalıştığımız içgüdülerimiz, zihnimizi kuşatıp bizi zehirliyor.
Sayfa 22
Reklam
Cesaret denilen şey insanlığı çoktan terk etmiş. Belki de hiç cesur olmadık. Ahlakın temelindeki toplum korkusu, dinin sırrı ise Tanrı korkusu: İşte bizi yöneten iki şey.
Sayfa 22
Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez, kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir. Sahip olduğu erdemler bile gerçek değildir artık. Günahları bile ödünçtür; günah diye bir şey varsa tabii. Artık bir başkasının müziğindeki bir yankıdan, kendisi için yazılmamış bir rolü oynayan bir oyuncudan ibarettir.
Sayfa 22
Bu vahşi, kıran kırana hayatta kalma mücadelesinde kalıcı bir şeylere sahip olmak ister, bu yüzden de yerimizi koruyabilmeye dair aptalca bir umutla kafamızı binbir türlü zırvayla ve doğruyla doldururuz. Modern çağın ideali iyi eğitimli insandır. İyi eğitim görmüş insanın zihniyse korkunçtur; her şeyin ederinin üzerinde satıldığı canavarlarla dolu, tozlu bir çıfıt çarşısı gibidir.
Sayfa 15
Ben insanlar arasında ayrım yaparım. Dostlarımı fiziksel güzellikleri, tanıdıklarımı güzel karakterleri, düşmanlarımı ise üstün zekalarına göre seçerim. İnsan düşmanını titizlikle seçmeli. Benim hiç aptal düşmanım yoktur mesela. Hepsi belli bir entelektüel derinliğe sahip insanlardır.
Sayfa 11
Birini çok sevmişsem, adını asla başkalarına söylemem. Onlara ait bir parçayı başkalarına teslim ediyormuşum gibi gelir bana.
Sayfa 6
Diğerlerinden farklı olmamak daha iyidir. Çirkinler ve aptallar bu dünyada her şeyin en güzeline sahiptirler. Kafaları son derece rahat, ağızları bir karış açık öylece oturup oyunu izleyebilirler. Zafer nedir bilmezler belki ama en azından, yenilgiyi de tatmazlar. Hiç istiflerini bozmadan, kayıtsız, gürültüsüz patırtısız yaşayıp giderler; tıpkı hepimizin yaşaması gerektiği gibi. Ne başkalarını felakete sürüklerler, ne de yaban ellerde heder olurlar.
Sayfa 6
Reklam