Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kısacası; işte dünyanın damında dostsuzluktan iliklerim dona dona tam iki yıl geçirdikten sonra, bütün bu gördüklerimden dost özleyişim büsbütün alevlenmiş olarak döndüm. Bakın ne güzel, ne kadar, ne kadar, ne kadar güzel, göz yaşartacak kadar güzel: Bana, "nasılsın?" diyorsunuz. İyiyim. Şimdi çok iyiyim. Peki siz nasılsınız? Sahi ama, siz, dostlarım, köpek balığı mısınız, yoksa kılavuz balığı mı? Veya timsah mı, Zendar kuşu mu?
Ben delirdim, evet. Siz nasılsınız peki akıllılar ?
Sayfa 63 - DeliKitabı okudu
Reklam
SİPER. (ÇANAKKALE) Siperin içinde askerler. Askerlerden Hat sanatçısı Macit Ayral, yapmış olduğu hat'tı siperin duvarına tutturur, geriler. Diğer askerler hayranlıkla izlemektedirler asılan hat’tı... 1. ASKER Vay be! 2. ASKER Ne zaman yaptın bunu? MACİT Dün gece. 3. ASKER Helal olsun sana. 4. ASKER Tüm ömrümü versem yapamam böyle bir şey.
Sayfa 5 - Mitos Boyut.
Ben delirdim,evet.Siz nasılsınız peki akıllılar?Bu delirmiş düzenin içinde hangi akla hizmet ediyorsunuz?Duygularınızı dökme yolları bir bir kapanıyorken aklınızın yolu bir mi hâlâ?
“Siz nasılsınız peki akıllılar? Bu delirmiş düzenin içinde hangi akla hizmet ediyorsunuz? Duygularınızı dökme yolları bir bir kapanıyorken aklınızın yolu bir mi hâlâ? Onca şiddetin, vicdana ihanetin ortasında akıllı uslu durabiliyorsanız bravo size! Çizginin diğer yanından sesleniyorum: “Su çok güzel gelsenize!”
Ben delirdim, evet. Siz nasılsınız peki akıllılar? Bu delirmiş düzenin içinde hangi akla hizmet ediyorsunuz?
Reklam
Ben delirdim,evet. Siz nasılsınız peki akıllılar? Bu delirmiş düzenin içinde hangi akla hizmet ediyorsunuz?
Kalem Arkası Ayrıntılar 16.04.2005 Saat: 14:12 Nevşehir'deyim, peribacalarını inceliyorum. Bir çocuk yaklaştı yanıma, 7-8 yaşında sanırım. "Sen ne yapıyorsun burada?" dedi. Konuştuk. Birazdan babası geldi. Kitabımı okumuş "Nasılsınız?" dedi. Konuştuk. Sonra gitti baba oğul. Çocuk bana "Sen" dedi, babası "Siz." Düşündüm. O çocuk da büyüyünce bana sen yerine siz diyecekti. Peki ama neden? Çocuk büyüdükçe ben çoğalıyor muydum? Ya da büyüdükçe azalıyor muydu çocuk! Not: Bugün kızımın 5. doğum günü.
bana göre; yobazlık öyle bir mikroptur ki, öyle bir illettir ki, üç beş kişiyi değil, kendini aydın sanan birçok insanı da sarmıştır. Şimdi, ben size bir yobazlık tarifi yapayım da sizler de kendinize not verin. Bakalım, ne kadar aydınsınız, kendinizi değerlendirin: Ben; benim düşündüklerimin aksini düşünen ve söylediklerimin tamamının aksini söyleyen, kendisiyle aramda hiçbir ortak payda bulunmayan, fakat benim fikirlerime saygı duyan, hakaret etmeyen, suçlayıp saldırmayan herkesi kucaklarım; elini sıkarım ve bir insan olarak bütün haklarına riayet etmeyi görev bilirim. Hangi inanç ve düşünceye mensup olursa olsun...Peki beyefendi, siz, kendi düşüncenizden %10, %20 kadar farklı düşünen insanlara, meselâ o sokakta gördüğünüz, yobaz diyebeğenmediğiniz, kızıp köpürdüğünüz adama, size zararı yoksa, 'Merhaba, nasılsınız?' diyebilir misiniz? Onunla diyalog kurabilir, onu anlamaya çalışır mısınız? İşte, herkes bu ölçüye göre kendisinin ne kadar aydın ne kadar mutaassıp olduğunu anlayabilir. Şunu bilelim ki, aydınlık, bağnazlık; sizin inancınızla, yaşamınızla, hayata bakışınızla, şahsî düşüncelerinizle ilgili değil, başkalarına karşı gösterdiğiniz tavırla ilgilidir. Bağnaz insanlara Kur'ân'dan şu örneği verebiliriz: Müşrikler; Ebu Cehiller, Ebu Lehepler diyorlardı ki: "Muhammed Kur'ân okurken şamata yapın. Dinlemeyin şu Kur'ân'ı; olay çıkartın, protesto edin.³" Kur'ân-ı Kerim, kâmil insanı da; önce sözü dinleyen, doğruysa onu kabul eden kimse olarak tanımlar.
Sayfa 90 - Marmara Akademi Yayınları
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.