EDİRNE
Tatilden istifade ederek Edirne'ye, çoktan beri görmek istediğimiz bu serhat şehrine gitmiştik...
Edime, minareler, camiler, kubbeler diyarı Edime... Harap ve perişan!.. Yeryüzünün en güzel mabedi olan Selimiye'de cemaat olarak iki kişi vardı. Ne acıklı hal! Edirne'de minareler kadar cemaat yok... Yüreklerimiz şerha şerha
"Nasılsınız? İnşallah keyfiniz yerindedir."
Parmağınız kesilir diye korktum. Senin için korktum.
"İyiyim hamdolsun. Ya siz nasılsınız?"
Dedim ya, yorgunum. Çok yorgunum. Çok uzak yollardan yürüyerek geldim ben. Peki ya sen? Sen de
benim kadar yorgun musun?
"Hamdolsun. Ben de iyiyim."
Ben de yorgunum. Ben de çok
Dostluk
... Bakın ne güzel, ne kadar, ne kadar, ne kadar güzel, gözyaşartacak kadar güzel: Bana "nasılsın?" diyorsunuz. İyiyim. Şimdi çok iyiyim. Peki, siz nasılsınız? Sahi ama siz, dostlarım, köpek balığı mızısınız, yoksa kılavuz balığı mı ? Veya timsah mı, Zendar kuşu mu? (Dostluk )
Sayfa 212Kitabı okudu
