Pelin

Pelin
@pelinnk
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.
Ankara
1997
61 reader point
Joined on February 2018
Sabitlenmiş gönderi
Ahmed Arif
"... Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni. ..."
Reklam
264 syf.
·
Not rated
·
Liked
Karmaşık Duygular
Karmaşık DuygularStefan Zweig
7.8/10 · 10.5k reads

Reader Follow Recommendations

See All
Ama öylece durdum, ilerlemedim ve boşluğa kulak verdim. Artık ne kenti ne sokağı hissediyorum, ne sokağın adını ne de kendi adımı; burada yabancı olduğumu, tanımadığım bir yerde her şeyden müthiş bir biçimde arınmış olarak durduğumu duyumsuyordum yalnızca; hiçbir amacım, mesajım, bağlantım olmadığı halde çevremdeki hüzünlü yaşamı derimin altından akan kanım kadar yoğun algılıyordum. Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da, çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.
Korktuğumuz tek şey karanlıktı. İçimizde filizlenen bir din, kafamızda görülmeyen bir dünyaya dair bir fikir yoktu. Sadece gerçek dünyayı biliyorduk ve korktuğumuz şeyler gerçek şeyler, somut tehlikeler, kanlı canlı yırtıcı hayvanlardı. . . . Muhtemelen karanlığın gerçek sakinlerine karşı duyulan bu korkudan, zaman içinde gerçekdışı sakinlere duyulan korku gelişecek, görünmeyen sağlam ve güçlü bir dünyada doruğa çıkacaktı. Muhtemelen hayal gücü geliştikçe ölüm korkusu da artacak, sonunda Halk bu korkuyu karanlığa yansıtacak ve onu ruhlarla dolduracaktı.
Reklam
Nilgün Marmara
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer... Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına? "Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
yaşadığım yitirdiklerim oluyor hep. oysa tuttuğum elleri bırakmıyorum. sonra korkuyorlar hasletimden. ne denli sevgiye değer olduğumu söylüyorlar. gidiyorlar sonra. ve biçimlendiremediklerimiz biçim oluyor bize.
Yara izlerine, şekil bozukluklarına, elle tutulabilecek olan bütün korkunç şeylere hazırlıklıydılar ama yokluğa değil!
Attila İlhan
"... bunca yıl sönmemiş umudum nisan değilse mayıs perşembe değilse pazar ..."
Yayımlandığı 1889 yılından, öncesinden ve şimdiye kadar kadına bakış açısı içler acısı olarak aşağıda. Geçtiğimiz bu kritik dönemde de özellikle genç kadınların iyice düşünüp anlaması gereken konu bu aslında. Bir obje olarak mı görülücez yoksa Atamızın bize verdiği, bizlerde görülmesini istediği saygıyı mı seçicez. "Bir kızın matematikten daha çok anlamasına, bir diğerinin güzel arp çalabilmesine gelince, bunlar hiçbir şeyi değiştirmez. Kadın bir erkeği büyülediği zaman mutlu olur ve istediği her şeyi elde eder. Dolayısıyla kadının başlıca ödevi, bir erkeğin başını döndürebilmektir. Böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Dünyamızda bir genç kızın yaşamı böyledir, evlilikte de böyle devam eder. Genç kızlıkta seçim yapabilmek için gereklidir, evlilik ise kocaya söz geçirebilmek için."
351 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.