Zülfü Livaneli’den kısa ama vurucu bir eser.
Roman ismini de aldığı düşsel bir son ada’da geçiyor. Bu ada’da bir şeylerden kaçanlar, yeni bir hayata başlamak isteyenler ve daha nicesi yaşıyor.
Bu ada’da isimlerin, cisimlerin hiçbir önemi olmadan mutlu bir yaşam sürülüyor.
Ama her güzel şeyin bir sonu vardır.
Bir gün ailesiyle ve korumalarıyla birlikte adaya gelip yerleşen eski başkan bir anda bütün düzeni ve kuralları bozuyor.
Bu romanda birçok öge mevcut, siyaset, başkaldırı, boyun eğme..
Hepsi tek tek, derinlemesine işleniyor ve okur olarak kendinizi günümüzle kıyaslarken buluyorsunuz bu sebeple de her şey çok gerçekçi ve sindirmesi daha zor.
Son Ada hem bir kaçış hem de bir mücadele romanı bana göre, bunu her bir karakterde farklı şekilde görmek mümkün.
Ben kendi adıma bu romanı okumaya bu kadar geç kaldığıma üzüldüm, içerisinde yer alan insanlığa ve insanlara dair alıntılar herkesin mutlaka kalbine ve aklına dokunacak cinsten.
Farklı ve gerçek bir dünyaya açılmak isteyen herkese son ada’yı şiddetle öneririm.