"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
Bir şehri düşlemek…
Sokaklarına aşina Pencere önü çiçeği gibi
Dağlarının eteğinde senin kokunu aramak gibi
Heybene yazılmış bir şiir gibi
Özgürlüğe kanat çırpar gibi
Kaldırım taşlarındaki ayak izlerin gibi…
matkapla göğsünün ortasına açılmış bir pencere düşün. perdeyi aralayıp kendi yarandan bakıyorsun dünyaya. eskisi gibi acıtmıyor ve de asıl bu acıtıyor.
sen gittin ve herkes ölmeye başladı.