Mektupların gizli kalması gerektiğini düşündüğümden okumaya uzun süre cesaret edemediğim kitaptı.
Zamanımız da kısa mesaj olarak hızlı hızlı yazılan duyguların , kaleme alındığında nasılda derinden bir tutkuyla yazıldığını gösteriyor bize .
Ah Kafka..
Birinin bu dünya üzerinde mevcudiyetini bilip , varlığına duyulan sevgiyi , aşkı ve en çokta keşkelerini, çaresizliğin yarattığı korkuyu mektupların da nasılda dökmüşsün.
Yüzünü bile net hatırlamadığınız ama varlığına duyduğunuz o derin aşkı bizler mektuba dökebilir miydik acaba ? Gönderilmemiş mektuplarımız olur muydu ?
Evli birine duyduğu duygunun yeri geldiğin de korkaklık yeri geldiğin de pervasız şekilde yansımalarını açıkça görüyoruz mektuplar da .
Milenanın da yanıtlarını görmek isterdim tabi ki .
Böylesine kafkanın iç dünyasını parçalayan şeylere sebep veren duyguları nihayetinde o da ateşlemiştir diye düşünüyorum ..
Kitabın bende ki anısı yarattığı etkiler tarifi zor . 15 yaşında okudum ilk büyük bir aşk acısı diye tarif ettiğim duygunun zaman geçsin de nasıl geçerse geçsin diye kitapçının tavsiyesi üzerine almıştım . Daha sonra kaç kez alıp kaç kişiye hediye ettiğimi hatırlamıyorum. İlk sayfalar da sıkılmıştım o zamanlar , şimdi ilk sayfalarda ki betimlemeler bile hoşuma gidiyor. Soluksuz okuyacağınız kendinizi yeri geldiğinde Marianın yeri geldiğin de Raif beyin yerine koyacaksanız, ilk zamanlar da aşkı daha sonra okumalar da psikolojik olarak kalabalıkta ki yalnızlığı ve okumanıza göre şekillenecek birçok hissi duyguyu tadacaksınız. Bittiğin de ise devamı nasıl olurdu sorusunu kendinize soruyorsunuz , acabalarda kalıyor aklınız. Mutlaka okumanız gereken hüzünlü bir aşk hikayesi ..