Cocukken kimseden, hayvanlardan bile korkmadığımı hatırlıyorum fakat karanlık odalardan korkardım. Bu görünür tuhaflığın beni sarıp sarmalayan temel psikolojiyi nasıl bozduğunu hatırlıyorum.
Hakikat o ki asıl düşmanım, Tanrıdan bu yana muzaffer, bana karşı yürüyen dünyadaki tüm silahlı adamların oluşturduğu birliklerin trajik öncüsü olan kusursuzluk fikriydi.
Buridanın eseği" gibiyim, duygunun suyu ve edimin samanı arasındaki matematiksel orta noktada ölüyorum; eğer düşünmeseydim belki yine de ölürdüm fakat bu açlık veyahut susuzluktan olmazdı.