Kalb kendi memleketinde adaletle hükmederse, bu uzuvları taat ve ibadet etmekte kullanır. Yani, göze iyiye, güzele bakmasını; kulağa faydalı şeyleri dinlemesini, diğer uzuvlara da hayır işleme­lerini emreder ki bunun neticesinde bereket başlar, kalbin meydanı temizlenir, saflaşır. Bunlara işareten Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Bedende bir parça et vardır ki o iyileşince bedenin hepsi iyileşir, o hastalanırsa bedenin hepsi hastalanır. İşte o kalptir” buyurmuş­tur.
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
İbn teymiyye r.h
Artık açıkça görüyorsun ki, Allah'ın din ve şeriatlerinin yoz­laşıp ortadan kalkmasının ve küfür ile isyanın üstünlük kurmasının en başta gelen sebebi kafirlere benzemektir. Buna karşılık bütün iyi ge­lişmelerin ana şartı da peygamberlerin sünnet ve şeraitlerine bağlılık­ tır. İşte, dinde yeni bir şey ortaya çıkartmak (bid'at) bu yüzden önem­lidir. İsterse bu yeni şeyin kafirlere benzemeye sürükleyen yönü bu­ lunmasın. Bir de bu iki sakıncalı nitelik (yeni bir şey ortaya atma ile kalirlere benzeme) bir araya gelince acaba durum nasıl olur? Bu yüzdendir kı Peygamber efendimiz (S.A.V), "Her toplum, benimsediği bid'at oranında sünnetten fire verir." buyurmuştur."
KOMŞUNUN KAÇ HAKKI VARDIR? Komşu ve komşuluk hakkı ile alâkalı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur: "Komşu üç kısımdır: Biri, kendisi için bir hak olan komşudur. Bu, hakkı en az olan komşudur. Biri, kendisi için iki hak olan komşudur. Biri de kendisi için üç hak olan komşudur. Bir hakkı olan komşu, akraba olmayan gayrimüslim komşudur. Onun sadece komşuluk hakkı vardır. İki hakkı olan komşu, Müslüman komşudur. Onun din kardeşliği ve komşuluk hakkı vardır. Üç hakkı olan komşu, Müslüman ve akrabalık bağı olan komşudur. Bunun da din kardeşliği, komşuluk ve akrabalık hakkı vardır."
Peygamber efendimiz (s.â.v.) şöyle buyurmuştur: " Bir zengine zenginliğinden dolayı tevazu gösteren kişinin dininin üçte biri gider." Onlara zenginlikleri sebebiyle tevâzu gösterene yazıklar olsun! Başarı ihsân eden Cenab-ı Hak'tır.
Sayfa 149 - ErkamKitabı okuyor
Peygamber efendimiz ( s.â.v.) şöyle buyurmuştur: "Namaz, dinin direğidir. Kim namazı edâ ederse dinini ayağa kaldırmış olur. Kim de namazı terk ederse dinini yıkmış olur." "Şüphesiz namaz kötü ve çirkin işlerden alıkoyar " Ankebût sûresi:45. Ayet
Sayfa 149 - ErkamKitabı okuyor
Reklam
Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Güzel söz sadakadır."
Hayırlı bayramlar
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur : "Fazla ve gereksiz sözden dilini tutana ve elindeki fazla malını infak edene müjdeler olsun."
"Kişi hayırla övüldüğü zaman sevinir, tembelleşir ve kendi nefsinden memnun olur. Nefsinden memnun olanın çalışması azalır. Çalışıp gayret eden ancak nefsini noksan görendir. İnsanlar ona övgü yağdırdığında ise olgunlaştığını zanneder. Bundan dolayı Allah Resûlü, övgüde bulunan birini gördüğünde, "Arkadaşının boynunu vurdun, eğer bu söylediklerini işitirse iflah olmaz" buyurarak adamı ikaz etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde de şöyle buyurmuştur: "Kardeşini yüzüne karşı övdüğün zaman sanki boğazına keskin bıçağı çalmış olursun."
Sayfa 234 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur "İhlas suresini kim arefe günü akşamı 1000 defa okursa Allahü Teala ona istediğini verir."🤲🏻
Reklam
Peygamber Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurmuştur: ..Vallahi eğer benim bildiklerimi bilseniz, az güler çok ağlarsınız..
Sayfa 220Kitabı okudu
Korku Cehennemden Kurtuluşa Vesiledir : Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu hususta şöyle buyurmuştur: "İki göz vardır ki cehennem ateşi bunlara dokunmaz. Birincisi Allah korkusundan ağlamış göz; ikincisi de Allah rızası için nöbet tutan gözdür. " [ Tirmizi, 1636]
Sayfa 219Kitabı okudu
Sünnet ile amel etmek ve bidattan, hurâfeden sakınmak gerekir. Özellikle de sünneti ortadan kaldıran bidattan. Peygamber Efendimiz(s.â.v.) şöyle buyurmuştur:"Kim bu dînimizde yeni bir şey (bidat) uydurursa o reddedilir." Din kemâle erdikten ve tamamlandıktan sonra ona bazı şeyler uydurup ekleyen ve bununla dîni tamamlamak isteyen kişilere şaşılır. Uydurdukları bu hurâfe ile sünnetin ortadan kalkacağından hiç korkmuyorlar. Meselâ sarığın ucunu iki omuz arasında arkaya sarkıtmak sünnettir. Bazıları sarığın ucunu sol taraftan sakınmayı tercih etmişler ve bununla ölüye benzeyeceklerini düşünmüşlerdir. Bu işte birçok insan da onlara uymuştur. Bilmiyorlar ki bu iş bir sünneti ortadan kaldırır, bidata götürür ve harama ulaştırır. Hz. Muhammed (s.â.v.)'e benzemek bir ölüye benzemekten daha iyidir.
Sayfa 16 - ErkamKitabı okuyor
Aişe (r.anha), Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e: “–Ey Allah’ın Resûlü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Efendimiz (s.a.v.) de: “«Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!» diye dua et!” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 84)
985 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.