Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Dar-ül İslâm beldesinde katli vacip böyle düşünenlerin.
Hallac-ı Mansûr'un [kuddise sırruhū] başına böyle bir durum gelmiştir: Hallâc, lâ ilahe illallah sözünü o kadar fazla söyledi ki zikri kalbine, kalbinden ruhuna ulaştırdı. Orada yakınlığın alametleri ve ilâhî muhabbet oluştu. Kendi ismini, dünyayı ve dünyadakileri unuttu. Çünkü Allah'ı zikrederek aşka düştü. Aşk âlemi manevi sarhoşluk
Sayfa 419 - Semerkand yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Râfızîler, Hz. Ali’ye karşı savaşanlar hakkında iki fırkaya ayrılmıştır: Birinci fırka: Onlar, Ali’ye karşı savaşanların kâfir ve dalâlette olduklarını söylerler. Buna Talha, Zübeyr, Muâviye b. Ebû Süfyân’ı örnek verirler. Peygamber’den (as) sonra Ali’yi imam kabul etmeyenler hakkında da aynı görüştedirler.
İnsanlar, Hz. Peygamber’den (sav) sonra birçok hususta ihtilâf ettiler, bu hususlarda birbirlerini sapıklıkla suçladılar ve birbirlerinden uzaklaştılar. Böylece onlar, İslâm’ın kendilerini birleştirmediği ve içine almadığı birbirine zıt fırkalar ve dağınık gruplar hâline geldiler.
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Velayet-i Fakih (Fakih’in velayeti veya yönetimi) ilkesi İran İslam Cumhuriyetinin temelini teşkil eden kuruma ve kurumun başında bulunan Veliy-i Fakih’e işaret eden bir kavramdır. Fakihlerin yönetimi teorisi, esas olarak Şii İslam anlayışı ile Sünni İslam anlayışı arasındaki temel farktan ve Şiiliğin Sünnilikten ayrıldığı noktadan mülhem ortaya
Sayfa 52 - Velayet-i Fakih: Makam-ı Muazzam-ı Rehberi (Büyük Önderlik Makamı)Kitabı okudu
Üç Palmiye
Arap ülkesinin ıssız bir çölünde Gururla yükselmedeydi üç palmiye. Aralarındaki kıraç topraktan şırıldayarak Fışkırıyordu serin sularıyla bir kaynak Yeşil yapraklardan bir örtü korumaktaydı kaynağı Güneşin yakıcı ışınlarına ve tozuyan kumlara karşı. Uzun yıllar geçip gitti böylece Uğramadan oralara hiç kimse. Hararetten kavrulmuş bağrıyla
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.