Kimi der ki kadın;
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın;
Yeşil bir harman yerinde,
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki hayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran,
Kimi der ki çocuk doğuran..
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım, bacaklarım, başım,
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim
Hayat arkadaşımdır..
Gittikçe yobazlaşan insan ırkına dönüşüyoruz
Burnumuzdan solumak için hep bir bahane arıyoruz
Vicdanen yoksulluk içinde sınanıyoruz
Merhamet ve empati duygularından eksik debelendikçe batıyoruz..
Ne garip bir ikilemdir ki;
kul hakkını düşünmeden yiyip,
Allah’tan korkuyoruz..!
#insaninsandır
Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum, kızgınım..
Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile artık yorgun.
Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun,
konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun
"ÜLKEM YORGUN
BEN YORGUNUM"
Çok karanlık bir cümlede durmuş gibiyiz
Herkesin, ama herkesin yanılıp bir yerlere gittiği
Bir cümlede durmuş gibiyiz...
Çok telaşlı bir şeyleri durmadan yaşamaktan
Yılgınız...
Sanki bir hayat komasından çıktık da
Görünsün istiyoruz yeniden çıldırdığımız..!
Yana yana yandık,
Kızıldan küle döndük 😞
Oturduğumuz yerden yorulduk
İçimiz kırık dökük..
Yemeye içmeye kalmadı takat
Uykular haram geceler düşman
Bu nasıl bir acıdır ki;
Ölüm gibi geçiyor zaman..
Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, şah damar sustu
Bahçeler put kesildi birer birer
Meyveler salkım saçak taş.
Bir bulut uçardı
Başıboş bedava
Yandı kül oldu.
Hüzün geldi başköşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
Ağaç büyür arkasında koşamam
Kervan yürür peşi sıra düşemem
Yıldız akar uçsam da yetişemem.
Hüzün geldi başköşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
"2.Temmuz.1941
Gelince önce bizim saçlarımızı kestiler, çünkü köyde bit çoktur. Suyu nereden bulacaksın da yıkanacaksın? O yüzden biz gelmeden ilk iş hamam yapmışlar Enstitüye. Esvaplarımızı aldılar, yaktılar galiba, onlara ihtiyacımız olmayacakmış. Yunduk yıkandık, devlet babanın bize verdiği elbiseleri giydik.
İlk defa sadece bana ait bir ceketim oldu. Bir de yepyeni gıcır kasket verdiler. Köyde çarığım bile olmamışken kundura verdiler burada. Öğretmen sordu ayak numaran kaç deyi... Bilmiyom ki,hayatımda hiç ayakkabım olmadı benim. Neyse , bakıp uydurdular. Bir tuhaf geldi önce, alıştım sonra. Yürürkene tok tok ediyor.
Ben hayatımda ilk defa karyola denir bir yatakta yattım, ilk defa masada yemek yedim, ilk defa çatal kullandım. Ben buraya gelene kadar yemeğin insanın ağzını şenlendiren bir şey olduğunu bilmezdim. Köyde yemek, sadece karnını doyurmak, hayatta kalmak için yenir. Köyde hepimiz tek sahandaki bulgura kaşık daldırırken burada herkesin ayrı tabağı var.
Sulu yemeği de ilk defa burada gördüm. Bulgur için yağ bile zor bulunur bizim orada. Hayatta iki defa muhtarın kızları evlenirken tereyağlı bulgur pilavı yemişliğim var. Etin tadını sorsanız bilmezdim.
İkinci Harbi Umumi köyde hepimizi korkuttu. İsmet Paşa tüm köylü erkekleri askere çağırınca babam da gitti. Tarlalar kadınlara kalınca anam benim buraya gelmemi heç istemedi. Ağabeyim dedi ki, biz yardım ederiz ana, içimizden biri okusun, Hamdi akıllıdır dedi.
İyi ki de gelmişim. Köyde olsam nedecektim tozun torpağan içinde... Bana sorarsanız keyfim beylerde yok."