Kendini Hatırla
Hatırlamazsan dağları anlatacağım sana/ dilimde Derwêşê Evdî, hava kararınca Seyîd Rıza/ ve nasturi bir kadına gelecek laf lambamız yanınca/ sonra ayakları tozlu çocuklara/ pirlere ve zindanlara.
kendini hatırlayınca seni mezopotamya’ya götüreceğim/ ellerini tutmayacağım belki koparız aniden/ göğsümde varsa bir ev kerpiçten/ devlet ve apolet ve allaha yer açmadım/ saklan diye ellerin ve sen seninle çocuklara kızkaçıran dağıtalım ve/ onlar öpsün bizi kana kana/ adında bir öykü yazacağım/ sana okutmayacağım belki inanmazsın/ gözlerinin daha
Reklam
Çok kez kulakları sağır eden sessizliklere tanık oldum. Islatmayan yağmurlara, yıkadıkça temizlenmeyen kirlere ama saflaşan sulara, ayakları yere basarken de uçabilen canlılara. Gözleri olduğu halde göremeyenlere, duydukları halde duymayanlara, kalbi olduğu halde sevmeyenlere...
Piçlerin geçmişleri, onları hayatta tutacak kadar gösterişlidir. Sıradan bir insanın Gandhi'nin pasif direnişini, kendisi dışında her şeye uyarladığı anda acımasızca derisini yüzen hayat, piçlere daha şefkatli davranır. Çünkü piçlerin geçmişlerinde doğum gü­nü hediyeleri, yüksek aidatlı özel okullar ve içinde konuşmayı öğ­rendikleri doğru gramerli Türkçe'ye sahip aileler vardır. Piçlerin hayat tarafından ezilip çamur haline getirilmesi, sıradan insanla­rın püreleşmesiyle karşılaştırıldığında, daha uzun sürer. Ancak sonuç değişmez. Yaşamayı bırakmış her insan gibi piçler de diğer insanların ayakları altında er ya da geç çiğnenirler. Çünkü hayat tek taraflı sözleşme iptallerinin cezasını tereddütsüz verir. Ceza, yaşıyormuş taklidi yapmaya mahkûm olmaktır. Bir insanın tanı­yabileceği en şiddetli acının kaynağıdır. Müebbet hayat mahkumiyeti. Tek kaçışı ölüm olan bir hapishane. Piçler kaçmaktan korkanlardır. Ne evlerinden, ne de mahkum edildikleri hayatlar­dan kaçabilirler. Zamanın gardiyan olduğu hapishanede diğerle­rinden hızlı davranıp kendilerine tecavüz eder ve çürürler. Çürü­ğe çıkmış insanlar olarak, piçler sadece korkar ve konuşurlar. Dünya üzerinde sağır, dilsiz, kör, sakat piç yoktur. Çünkü piç ol­mak için sağlıklı gözlere sahip olup görmemek, sağlıklı kulaklara sahip olup duymamak, sağlıklı bir bedene sahip olup yaşamamak gerekir. Sadece mükemmel insan adayları piçe dönüşebilir. Çün­kü çok mutsuz sonların birinci şartı çok mutlu başlangıçlardır.
Sayfa 175Kitabı okudu
BAZI HALİFE VE MÜRİDLERİNİN MENAKIBI
Arnavutluk'ta Akçahisar (Kruja) şehrinin 600 metre yukarısındaki tepenin adı Mali-i Sari Sallkut'tur. Bu tepede bir mağara içinde tekkesi ve tekke kapısının önünde onun olduğu söylenen ayak izleri, şifalı olduğuna inanılan kayadan fışkıran su vardır. Kosova'nın Opoya şehrinin Zgatar köyü Lubeçevo-Pirzerin (Prizren) yolu üstünde ve Germen tepesinde
* Kitab-ı Nefahatü'l-Ezhar Der Cevab-ı Mahzeni'l-Esrar. Mohaçname. İcmali Ahaval-i Ali Selçuk Ber Mucibi Nakl-i Oğuzname-i Seyyid Lokman.Kitabı okudu
Çok kez kulakları sağır eden sessizliklere tanık oldum. Islatmayan yağmurlara, yıkadıkça temizlenmeyen kirlere ama saflaşan sulara, ayakları yere basarken de uçabilen canlılara... Gözleri olduğu hâlde görmeyenlere, duydukları hâlde duymayanlara, kalbi olduğu hâlde sevmeyenlere tanık oldum..
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.