318 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Mehmet'in meşhur dedesiyle tanıştım.
Daha önce böyle bir kitap okudunuz mu bilmiyorum. Ben benzerini okumuştum. Chuck Palahniuk tadı var kitapta. Yer yer de Louis Ferdinand Celine.. Ruhi Mücerret dedenin müthiş absürt 100 yaş hikayesi.. Evet hikaye absürt, ama böylesi bir hikâyede bulmayı ummayacağınız gerçeklikte duygular, görmeyi beklemeyeceğiniz isabetli tespitlerle, sizi
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · April Yayıncılık · 201315.6k okunma
242 syf.
·
Not rated
"Beyaz Pantolon, Sarı Sıcak, Çoban Müslüm, Sinek, Pis Hikaye, Ağır Akan Su, Ekin” gibi  öykülerin yer aldığı bu kitapta “sarı sıcak" olarak tanımlanan Çukurova’nın bayıltıcı sıcakları altında, toz , kir ve ter içinde yaşayan insanların yaşam zorlukları bir yandan sıcak, diğer yandan ağalar, diğer taraftan çalışma zorlukları, acılar, yoksulluklar için de verdikleri mücadele  bu öykülerin temel mevzuları olmaktadır. Kitap, adını kitabın içinde yer alan Sarı Sıcak ismindeki öyküden almaktadır. Osmanlı'dan bu yana kökleşerek gelişmiş feodal geleneklerin parçalanıp kapitalizmin kapılarına nasıl dayandığını, bu büyük değişimin insanda yarattığı korkuyu, insan psikolojisini nasıl derinden sarstığını, çürüyen değerlerle yeni değerlerin buluşma noktasındaki derin yalnızlığını, trajedisini anlatır. Açlık, sefalet ve zor çalışma koşulları altında verdikleri savaş ile düşlerinde yaşayan minicik umutları öykülerin ana konuları olmaktadır. Küçük düşleri, minik umutları için daha da bir sıkı çalışan kıyıda köşede kalmış bu küçük insanları verdikleri büyük yaşam savaşı hemen her öyküde göze çarpar.
Sarı Sıcak
Sarı SıcakYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20235.1k okunma
Reklam
Büyük Ustadan Küçük Anlatılar
Yaşar Kemal, sadece dönemimizin değil, roman türünün büyük ustalarından biridir. Onun tarihle mitosu, düşle gerçekliği, aleladeyle olağandışıyı birleştiren büyük hacimli, epik ruhlu romanları aynı zamanda birer dil şölenidir de. Bu dil, romanların geçtiği yörenin özel kelimeleriyle Anadolu Türkçesinin zengin dil hazinesinin harmanlanmasından
Al Mendil !!!
Önce Mendiller Ortadan Kalktı… ♡◇◇ YAŞANMIŞ GERÇEK BİR HİKÂYE İKİ MENDİL İlkokul birinci sınıfa başladığımda, ön sıralarda, tek başına oturan bir çocuk gördüm. Yanımdaki kıza çocuğun neden böyle yalnız oturduğunu sorduğumda, kız bana "Onun hep sümüğü akıyor, bu yüzden kimse onunla oturmak istemedi." dedi. Birkaç gün sonra,
222 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 26 hours
Dikkat özet içerir :)))
Yusuf; öksüz, yetim, garip, sessiz, aşık ve Kuyucaklı. Anası, babası henüz küçücükken eşkıyalar tarafından öldürülen Yusuf'u civarın kaymakamı bağrına basar, kendi kızından Muazzez'inden ayırmaz oğlanı. Ama karısı için aynı şey geçerli olmaz, hayat boyu sevemez elin köylüsünün piçini! Yusuf da evin dırdırcı, kıymetbilmez, para ve refah için kendi kızını bile satabilen bu namussuz hanımını sevmez. Evin içinde Yusuf ile Muazzez severler ama birbirlerini. Hem de çok severler. Yusuf çok sessiz bir adamdır. Kafasının içinde yaşar hayatını. Anlamaz kimse onu, o da kimseleri. Bu kısa hayat için insanların bu denli uğraşılarına anlam veremez. Ta ki Muazzez ile evlenip, sorumluluğunu alana değin. Hayat zorlaşır, mücadele çetinleşir. Ekmek parası için uzaklara gider evin erkeği, bilmez geride kalanlar neler yapar, nasıl yaşar? Aradan çok zaman geçmeden dökülür foyalar, çıkar pis kokular. Muazzez' in anası olacağı, üç kuruş fazla için kendini de kızına da satmaya başlar. Namusunu temizleyim derken sevdiceğini kara toprağa verir kara talihli Yusuf, kimsesi kalmaz gayri. Ve hikaye burda biter. Sabahattin Ali'nin diğer kitapları gibi bunda da betimlemeler haylice fazla. Hatta cümleyi okuyup sonuna doğru konuyu unutuyor insan. Ben pek sevdim, beğendim diyemiyorum açıkçası. Konu olarak başlayıp yarım kalmış bir kitap gibi. Okumasanız da pek bir şey kaybetmiş olmazsınız. Tabi ki Sabahattin Ali'yi yorumsuz sevenlere de iyi okumalar dilerim :)
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021176.1k okunma
Bir küçük ihtiyar hikayesi
Oktay Akbal Mayıs günü kalkan saat yedi vapurunda Sait Faik ile bir anısını anlatıyor Anadoluhisarı İskelesi'nin yanında küçük bir kahve vardır. Onun önünde durmuştuk. "Haydi" dedi, "mademki hikayecisin, şu kahvede ilk gözüne çarpan nedir söyle bakalım?" Baktım üç dört kişi oturmuş, kağıt oynuyor, kahve içiyor, duvarda birtakım basma resimler... İran şahının, Atatürk'le resmi falan."Bu resimleri belirtirim" dedim. Kızdı birden, "Ulan!" dedi, "o kenarda tek başına oturan ihtiyar sakallı var ya? İşte asıl hikaye o be?" Gerçekten denize doğru bir küçük ihtiyar oturmuştu. Yalnız sıkıntılı bir hali vardı. Vapuru da değil, denizi de değil, kahvenin önündeki o pis suları seyrediyordu...
Sayfa 141 - Oktay Akbal aktarıyorKitabı okudu
Reklam
719 öğeden 561 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.