Kısacık bir hikaye bu kadar duygu barındırabilir mi içinde? Kitabı okurken yer yer sinirlendim, yer yer güldüm, yer yer üzüldüm. Kapattığımda ise bir okur olarak her açıdan doyuma ulaştım. Çünkü Tuğba hanımın muazzam bir anlatımı ve çok etkileyici bir üslubu var. Yani ben "kaliteli bir okuma" yaptım diyebilirim.
Aslında kayıp bir kedinin hikayesini okuyoruz kitapta. Genç kadın bir gün eve geldiğinde kedisini bulamıyor ve "Kaybedenleri Bulma Ofisi'nden" yardım istiyor. Ama ne ofis, kayıp çorap tekinden tutun da doğumda kaybolan çocuğunuza kadar herşeyi ve herkesi buluyorlar. Peki Hector bulunabilecek mi?
Bence ana hikaye bu gibi görünse de kitaptaki güncel eleştiriler, modern iş dünyasının ele alınış şekli ve en önemlisi yalnızlık çok vurucu bir şekilde anlatılmış. Mizahi bir dille ifade edilen iş hayatı ve iş arkadaşlıkları hepimize bir yerlerden tanıdık geliyor. Ama yalnızlık kısmında çok üzüldüm. İçine düşülen durum o kadar büyük bir çaresizlik ki.
Şunu da eklemeliyim ki karakterin pasaklılığı beni benden aldı Tuğba hanım. Yani pis bir ortam bu kadar iyi anlatılabilirdi. Şu an resmen o evin kokusu burnuma geliyor.
Keyifli okumalar dilerim...
Hiçlik ya da Her ŞeyTuğba Saydam · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2024133 okunma
Çöplükler, şehirlerin tıpı tıpına aynısıdır... Bir şehir pisse, aşağılıksa, kalleşse, acımasızsa o şehrin çöplükleri bin misli daha pis kokar. Leş gibi...
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar, mutlu sabahlar ve iyi bir hafta sonu diliyorum. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisini de bitirmek üzereyiz, kaldı 2. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam
Merhaba arkadaşlar. Hepimize mutlu sabahlar. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine bitirmek üzereyiz. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin de dağıtıma hazır
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar ve mutlu günler. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine başladık ve bitiriyoruz. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin
“Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir
Merhaba arkadaşlar. Öncelikle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun!
Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine başladık. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları
Merhaba arkadaşlar. Hepimize mutlu akşamlar ve iyi hafta sonları dilerim. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine başlıyoruz. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış
Merhaba arkadaşlar. Mutlu akşamlar. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine başlıyoruz. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin de dağıtıma hazır olduğunun