Abdullah ibn Mes’ud (r.a) şöyle demiştir: “Üzerine güneşin battığı, ömrümün eksildiği, ancak amelimin artmadığı bir güne duyduğum pişmanlık kadar başka bir şeye pişmanlık duymadım.”
~•~
Allah’ım! Bizleri doğru yolda sabit kıl, kıyamet günü bize pişmanlık verecek şeylerden dünyada bizleri koru, günahlarımızın ağırlığını bizlerden hafiflet, bizleri salihlerin yaşantısı ile rızıklandır.
~•~
~•~
İyi düşün Sabahat, hoppalığa gerek yok! Eşi yüzünden talihsiz olmak hatta eşinden boşanmak başka, bu başka bir meseledir. Onu ona karıştırma! Seni sevmeyen bir adamla oturmak sana düşkünlük geliyormuş, oturmayabilirsin, bir diğerine de varabilirsin. Ama gerek evli bulun gerek bekar, yanıldığını, aldandığını anlamak pek büyük bir felakettir. Bu defaki evliliğin, ebeveynlerinin fikri ve kararıyla olduğu için düştüğün şu talihsizlikten dolayı kendini azarlayamazsın. Ama kendi seçiminle olduğunda ne yaman bir sorumluluk altında bulunacağını, pişmanlık denilen şeyin bütün gün seni ezeceğini düşün! Acaba o kadar fedakarlık ve yorgunluğa katlanmana değecek mi? Tasarladığın mutluluğu bulacağından emin misin? Gerçi mektuplardaki sözler senin tasarladıklarına uygun düşüyor. İşte aradığının bu olduğunu sanıyorsun.
Kendini memnun edemeyen bir insanı memnun etmek ister misin? Yaptığı hemen her işte pişmanlık duyan birinin kendinden memnun olduğunu söyleyebilir misin?