Bu nedenle kız çocuklarının eğitimi ağır ağır ilerleyen bir imha sürecine dönüşmekte ancak dış kabuğu, yani bedeni kurulmuş bir plastik bebek gibi hareket eden cansız bir kas, kemik ve kan yığını sağlam bırakılarak kişiliği ve zihni tedricen boğulmaktadır.
Kitaplarım
ÖNCE YEŞİLDİ KİRAZ, PLASTİK BEBEK, KAYIKHANE, KARGA KAHVALTISI 📚
Reklam
KAN PORTAKALI Doktor konuşuyor. İlk tümcelerden sonrasını duymuyorum artık. Adamın dudaklarına odaklanmış gözlerim, annemin korku bulamacı bir renge boyanmış yüzüneyse hiç bakamıyorum. “Akciğerin sol lobunda portakal büyüklüğünde kitle...” Portakal büyüklüğünde... Kan portakalı mı? Portakal bahçelerindeki tüm portakallardan nefret ediyorum o
“Akran zorbalığı” ah canım cocuk geçmez uyuyunca
"Simdi küçük plastik bebek, izninle sana bir tokat atacagim. kizma nolur. Hem plastik oldugun için canın da acımaz. Herkes beni hırpalıyor ve ben kimseye diyemiyorum. Plastik de olmadığım için canim yaniyor. Ama bak, söz bir daha vurmayacağım. Bir kere vurup hepsinden herkesten her şeyden hıncımı alacağım. Bir şey olmaz korkma tamam mi, aglayinca bir de uyuyunca geçiyor.'”
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Leyla ile Mecnun
Ayda bir okunması gereken kitaplardan Aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelen biri kız diğeri erkek iki bebek… Kitabın arka kapağında: “Bir yanımız çöl bir yanımız deniz…” “Zaman döngüseldir ve farklı seçimler yapsan da aynı hayatı yaşarsın. Sana verilmiş bir ömür vardır. Bu dünyadaki zamanın bellidir. Ve her şey bir denge içindedir. Biz… Daha doğrusu ben, o dengeyi bozdum…” Her şey Aksakallı Dede ile başladı. Kitabın “Başlarken” kısmı bunu çok güzel anlatır. Daha doğrusu Burak Aksak anlatır: “Boş sayfalarla cebelleşirken, karşımdaki beyaz plastik sandalyeye dayalı duran vileda sopasını gördüğüm an Aksakallı Dede fikri geldi aklıma.” İşte Aksakallı Dede’nin öğütleri, anlattıkları Mecnun’un hayatına yön vermiştir diyebiliriz. Kitap özlediğimiz şeyleri bize yeniden hatırlatır. Kireçburnu, mahalle, sahil, Erdal Bakkal gözümüzün önüne gelirken, Mecnun ise Ferdi Tayfur şarkılarını fon yapmıştır hayatına. Mecnun’un Leyla’ya aşkına değinmiyorum bile; aşkın komik hali karşımızda. Ama aşk bir sırdır. Sahile inelim. İsmail Abi, Mecnun gemiye el sallayışlarını görürüz. Sonra bir bankta Zeynep’e kitap okuyan Yavuz’u…  Kitap en güzel kitaplara dokunur. Metinlerarasılığın çok güzel bir örneğidir. Yavuz, Çavdar Tarlasında Çocuklar’dan bir bölüm okurken,  İsmail Abi Bıdık Prens’le Küçük Prens’i hatırlatır. Meksikalı sanatçı Frida’ya da değinir; hafif bir eleştiri vardır günümüze ama haksız da değildir. Popüler şeylerin canına okuyan bir milletiz. İsmail Abi umudun, sabrın daha pek çok güzel şeyin timsalidir. “Beklemekten vazgeçme sakın. O gemi bir gün gelecek.”
Leyla ile Mecnun
Leyla ile MecnunBurak Aksak · Küsurat Yayınları · 201815,5bin okunma
Reklam
⊰ aday ⊱ “Önce söyle bakalım, bizden biri misin? Cam gözlü, takma dişli ya da koltuk değnekli misin, Bir pantolon askısı ya da bir kanca, Plastik memeler. Plastik apış arası, ya da dikişler,
Sayfa 10 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Kitaplarım
Önce Yeşildi Kiraz, Plastik Bebek,Kayıkhane,Karga Kahvaltısı 🥰
144 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Bir Bebek Evi “Nora” ~ Henrik Ibsen Ama yaşamımız asla bir evcilik oyunundan öteye gitmedi. Senin oyuncak karın oldum, tıpkı babamın oyuncak kızı olduğum gibi. Çocuklarımda sırası geldiğinde benim oyuncaklarım oldular. Herkese merhaba, Ibsen yine beni yanıltmadı ve muhteşem bir eser okudum. Yazıldığı günden beri kadın özgürleşme hareketinin sembolü olmuş bu eser, 19. yüzyıl Avrupa’sında bir devrim yaşanırken yazılıp, o dönemde erkek egemen bir dünyada kendini gerçekleştirme fırsatı verilmeyen evli bir kadının karakter değişimini (Nora’yı) konu alıyor Yazar bizi Nora Helmer’in hayatına götürüyor. Nora’nın evliliği büyük bir sınavdan geçtikten sonra inandığı her şeyin temelini sorgulamaya başlayıp kendi evinde cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele ediyor. Nora kendini oyuncak plastik bir bebek olarak fark ettikten sonra hem anne hem de eş olma görevini bir kenara bırakıp evini terk eden bir karakter Modern bir trajedi diyebileceğim bu terk ediş, duygusal, sosyal ve politik boyun eğişin ağırlığı altından sıyrılıp tamamen bağımsız olmayı ve dünyayı kendi başına keşfetmek isteyen bir kadının benliğini aradığı keşif yolculuğu. Yazar din, ahlak ve toplum üçgeninde kadın figürünün aile içindeki ve erkeğin karşısındaki konumunu feministte eleştirilmiş. Tek kelime ile bayıldığım bu ederi gönülden tavsiye ederi Herkese keyifli okumalar
Bir Bebek Evi (Nora)
Bir Bebek Evi (Nora)Henrik Ibsen · Agora Kitaplığı · 2012745 okunma
Biz tüketiciler, zararlı olma potansiyeli bulunan katkı maddeleri konusunda artan farkındalığımız sonucunda, bir şekilde kendimizi bu maddelerin ürünlerimizde olmamasının daha sağlıklı olacağına ikna ederek, bu maddelerin ürünlerden çıkarıldığına dair onay aradık. Mesela, BPA belki de en tanınmış toksinlerden biridir. Bazı cinsiyet hormonlarını
Sayfa 91 - Sabri Ülker Vakfı Yayınları - Çevirmen: Ebru Akdağ - I. Baskı 2020Kitabı okuyacak
Reklam
Aman Allah ım Karton toplayan bir kardeşimizin selamı var.. Karton ve plastik toplayarak ailesini gecindirmeye çalışan bir kardeşimiz bu gün yolumu kesti.. Dedi hocam; Kirli bebek bezleriyle aynı poşete konulmuş ekmekler görüyoruz.. Hatta kirli bezlerin ve Kur'an, dua kitaplarının aynı poşete konulup çöpe atıldığına şahit oluyoruz, içimiz titriyor, kahroluyoruz.. Nolursunuz bunun ne kadar ayıp, günah, yanlış olduğunu camilerde vaazlarda, hutbelerde anlatın.. Nimete bu şekilde nankörlük Allah'ın gazabını çeker.. Bunun sonunun kıtlık, bela, azap olmasından korkalım.. Ben söyledim, vebali üzerimden size attım. İster duyurun, ister duyurmayın.. Kardeşimiz son derece üzgün bir şekilde  söyledi bunları ve ağlamaklı bir şekilde işine gitti.. Ben de sesimin ulaştığı herkese söylüyorum, Bu israfı durduralım.. İstafla birlikte ekmeği, diğer nimetleri, kutsal deherleri bu şekilde aşağılamaktan vazgeçelim, engelleyelim....
İletildi...
Karton toplayan bir kardeşimizin selamı var. Karton ve plastik toplayarak ailesini gecindirmeye çalışan bir kardeşimiz bu gün yolumu kesti.. Dedi; Kirli bebek bezleriyle aynı poşete konulmuş ekmekler görüyoruz. Hatta kirli bezlerin ve Kur'ân, duâ kitaplarının aynı poşete konulup çöpe atıldığına şahit oluyoruz, içimiz titriyor, kahroluyoruz. Ne olursunuz bunun ne kadar ayıp, günah, yanlış olduğunu camilerde vaazlarda, hutbelerde anlatın. Nimete bu şekilde nankörlük Allah'ın gazabını çeker. Bunun sonunun kıtlık, bela, azap olmasından korkalım. Ben söyledim, vebali üzerimden size attım. İster duyurun, ister duyurmayın. Kardeşimiz son derece üzgün bir şekilde  söyledi bunları ve ağlamaklı bir şekilde işine gitti... Ben de sesimin ulaştığı herkese söylüyorum. Bu israfı durduralım. İstafla birlikte ekmeği, diğer nimetleri, kutsal değerleri bu şekilde aşağılamaktan vazgeçelim, engelleyelim.... *Lütfen bunu gruplarınız/sayfalarınız da paylaşın*
Colin, Mary'nin bakışını izleyerek az ilerki masada oturan bebekli aileyi gördü. Baba, yavruyu belinden yakalamış, masanın üstünde tutuyordu. Dolu kül tablaları, boş kahve fincanları arasında sallanıyordu bebek. Beyaz bir şapka, yeşil-beyaz çizgili bir gemici gömleği, pembe dantel ve beyaz kurdelelerle süslü şişkince bir don, sarı soket çorap ve kırmızı deri patikler giymişti. Ağzındaki yalancı memenin mavi plastik dairesi dudaklarına yapışmış, onları görünmez etmişti. Bu da yüzüne sürekli ve komik bir şaşkınlık ifadesi yerleştirmişti. Ağzının kenarından uzayan tükürük çizgisi sümüklüböceklerin bıraktığı izi anımsatıyor, tombul gıdısına doğru parıltılı bir yol çiziyordu. Bebeğin yumuk elleri açılıyor, kapanıyor, kafası bir o yana bir bu yana şaşkın şaşkın sallanıyor, altındaki kalın bezin oluşturduğu utanmazca koca poponun iki yanından şişko ve güçsüz bacakları eğri büğrü uzanıyordu. Yusyuvarlak, saf ve vahşi gözleri, kızgın güneş altındaki meydanın öte yanına, ünlü katedralin damına sanki şaşkınlıktan öte bir kızgınlıkla dikilmişti. O katedral ki, hakkında şairane yazılar döktürenler neler neler dememişlerdi zamanında: Kemerlerinin uç noktaları mermerden köpükler gibi gökyüzüne fırlarken, bir heykeltıraşın parmaklarının biçimlendirdiği bu göz kamaştırıcı dalgalar, kıyıya çarpan gerçek dalgaların zarif kıvrımlarını gölgede bırakacak bir kırılganlıkla köpürüp taşıyor gibidirler, ve benzeri... Masanın üstündeki şişman yavru, çok görkemli bir sesle geğirerek kollarını söz konusu görkemli binaya doğru salladı.
Sayfa 47 - IVKitabı okudu
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.