"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Orta dönem Platonculardan biri olan Mestrius Plutarchus; Yunan tarihçi, biyografi ve deneme yazarıdır. Burada da Atina’nın önde gelen devlet adamlarından Aristides ve Bilge Cato’nun yaşamlarını ve siyasetlerini sırasıyla aktarmış. Sonrasında ise bu iki lideri gerek toplumsal ünleri, gerek savaş başarıları, gerekse yaşamsal felsefeleri yönünden son derece objektif bir pencereden kıyaslamıştır.
Plutarkhos’ a göre; her ikisinin de ortak özelliği olan siyasi güç ve şöhret kazanmalarının sebebi kalıtsal üstünlükleri değil, doğuştan gelen yetenek ve güçlü karakterleridir. O, Aristides’in mütevazi, dürüst ve adil kişiliğini ayrıca siyasetini de yüceltmekle beraber ev yönetiminin çok kötü olduğunu ve kendince oluşturduğu “yoksulluk felsefesinin” sonucu olarak ev yönetiminde de berbat olduğunu gözler önüne serer. Aristides böylesine sefalet içindeyken, hem ev idaresini göz ardı etmiş hem de neredeyse dilencilik seviyesine düşmüştür. Oysa Marcus Cato, hem kendi servetini arttırmış hem ev idaresi ve çiftçilik konusunda birçok faydalı bilgiyi derleyerek başkalarına da yol göstermiştir. Ama Cato’nun bir kötü özelliği vardır ki ; o, Aristides kadar lekesiz kalamamış, özellikle yaşamının son zamanlarında şehvet düşkünlüğü sebebiyle utanç verici ilişkiler yaşamış ve evlilikler yapmıştır...
Eser, dönemin siyasi, dini ve toplumsal yaşantısına ayna tutması açısından değerliydi..
Zevk düşkünü insanlardan biri kendisiyle dost olmak isteğinde bulununca, damak zevki kalbinden daha hassas olan biriyle birlikte yaşayamayacağını söyledi… Bir aşığın ruhunun sevdiğinin bedeninin yanında yaşadığını da söyledi.
''Kişinin içinde yaşadığı topluma karşı duyduğu hoşnutsuzluğun neden olduğu daha iyi yaşam arzusudur ütopya.''*
Utopia, Thomas More'un kendi ''ideal devlet''ini oluşturduğu, içinde birçok tartışmalı konu barındıran, yeni bir türe ismini veren, önemli bir kitaptır. Utopia'da More, hem kendi
Plutarkhos için dinlerin felsefeden farkı, onların filozofların peşinden koştukları doğruyu, felsefeden farklı tarzda ifade etmeleridir.
Plutarkhos bütün dinlerin aslında aynı Tanrı'ya, ama farklı adlar altında taptıklarını ileri sürer
Aşkın olan Tanrı'ya ulaşmanın yolunun, akıldan değil, Sır Dinlerinin mensupianna vaad ettikleri Tanrı'yla birleşme, O'nun tarafından bir tür aydınlatılmaya (illumination) benzeyen araçsız, mistik bir sezgiden geçtiğini söyler.
Plutarkhos Tanrı'yı geri kalan her şeyin üzerine yükselterek O'nun gerçekten var ve gerçekten bir olan tek varlık olduğunu ifade eder.
Sayfa 43 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor