..... zaferi şiddetin değil, hız ve şaşırtmanın getireceğine inanıyordu.
Sayfa 109 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Cicero, Sezar için diyor ki:
O kadar güzel taranmış saçlarına zarif bir hareketle parmaklarını daldırıp başını kaşıyan bu adamın aklında bu kadar korkunç şeylerin olabileceğini, yani günün birinde Roma Cumhuriyeti'ni yıkacağını ben bile tahmin edemedim.
Reklam
- Bir insan nasıl ünlü olur? - Ünlü birini ortadan kaldırınca...
Arkadaşlarına ve muhafızlarına büyük paralar dağıtan İskender’e annesi bir mektubunda şu öğüdü vermiştir: ARKADAŞLARINA SEVGİNİ BAŞKA TÜRLÜ İSPATLA. HERKESİN ZENGİN VE KUDRETLİ OLMASINI SAĞLARKEN, KENDİN ZAYIFLIYORSUN.
Peter Abelard'ın Historia Calami­ tatum Mearum'u bu türden bir karışık biçimi yansıtır; burada ilk biyografik değerler itiraf temelinde ortaya çıkmaya başlar (ama bi­raz insana-karşı bir tını barındırırlar) ve ruh, Tanrı'da olmasa da, beden kazanmaya başlar. Kişinin kendi hayatıyla ilişkili biyografik konumu, yani biyografik değerin yönetimindeki konum, Petrar­ca'daki itiraf konumuna egemendir, gerçi bir dirençle karşılaşmak­tadır. İtiraf veya biyografi, gelecek nesiller veya Tanrı, Aziz Augus­tinus veya Plutarkhos, kahraman veya keşiş: Bu ikilem (ikinci al­ternatife yönelme eğilimiyle) Petrarca'nın hayatı kadar yapıtların­ da da varlığını korur ve en açık ifadesini (gerçi biraz basit bir ifa­dedir) Secretum'unda* bulur. (Aynı ikileme, Boccacio'nun hayatı­nın ikinci yarısında da rastlarız.) Rönesans'ın başlangıcında, itiraf tonu çoğunlukla bir hayatın biyografik kendi-içinde-kapsanmışlığı­nı ve ifadesini istila eder. Ama nihai zafer, biyografik değerin olur. Aynı türde bir çarpışmayı ve mücadeleyi, aynı tavizleri ve ilkeler­ den birinin aynı zaferini, modern günlüklerde de bulabiliriz. Gün­lükler bazen itiraf niteliğinde bazen de biyografi niteliğindedir: Tolstoy'un son günlüklerinin hepsi, itiraf niteliğindedir, elbette ula­şabildiklerimizden değerlendirdiğimiz kadarıyla;** Puşkin'in gün­lüğü düpedüz otobiyografiktir; genelde tüm klasik günlükler oto­biyografiktir -tek bir pişmanlık tonuyla açıklanırlar.
dedikoducu liseli kızlar hoşlanmaz bu mantıktan:)
Kim şimdiye dek kendisinin sır verdiği birisini o sırrı ifşa ettiği için eleştirmeye cesaret edebilir ki? Eğer bir sözün gizli kalması isteniyorsa, onu birine söylemek haliyle mantıklı olmaz. Bir sırrı kendinde tutmayıp başkasıyla paylaşmak, o kişiye o sırrı saklayacağına dair güven duyulduğunu, ancak kendine olan güvenden vazgeçildiği anlamına taşır. Eğer bu başkası senin gibiyse, mahvolmayı hak ettin, senden iyiyse tehlikeyi atlattın demektir, çünkü o da iyi sır tutabilmektedir. “Ama o benim arkadaşım.” Evet, ama onun da bir arkadaşı vardır, o da, benim kendisine güvendiğim gibi ona güvenmektedir, bu arkadaş da gidip kendi arkadaşına söyleyecektir. İşte bir söz, zaafın bir başka zaafı takip etmesiyle böyle büyür ve çoğalır.
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 hours
Sparta Kralı Lykurgos'un hayatı ve devrim niteliğinde yaptığı tüm eylemleri anlatan bir eser. Sparta'nın Reform, Senato ve Ephorosluk, Toprakların Paylaştırılması ve Para, Ortak Sofralar, Kızların Eğitimi ve Evlenme, Erkek Çocuk ve Delikanlıların Eğitimi, Ergin Yurttaşların Yaşayışı, Ölüm Törenleri gibi her konuyu ince detaya kadar önemli alanlarda yaptığı düzenlemeler yasalar ile Sparta'da kültür ve yaşamın ferahlığın, düzenli devlet yasalarını anlatan tarihsel olarak güzel bir kitap.
Lykurgos'un Hayatı
Lykurgos'un HayatıPlutarkhos · İş Bankası Kültür Yayınları · 2010475 okunma
“...oysa gevezeler devamlı konuştukları için kimseyi dinlemezler.”
Konuşmada ölçüsüzlüğü kaçıranların sözleri de boş ve anlamsız olur.
Sezar
“Sezar, Pompeius’un heykellerini temellerine yerleştirmekle kendi temellerini güçlendirdi,”
Sayfa 129Kitabı okudu
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.