İlk Avatar
@plutonyus
Hayal kurmayı unutmuş bir hayalperest.
10 Ekim
3 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Gün Batımına Meftun olan adamın son hikayesi...
Sevgimi masaya koydum bütün sebepler soldu...
Ey Aşk benden istediğin bedenim değil biliyorum...
Ufuklarda bir Hilal...
Tevekkül öldürür bütün sebepleri...
Tevekkül Ettim...
El-Vedud
''İnan bana seni seviyorum, sesimi boya.
Seni özlüyorum, üzüntümü boya.
İnan bana seni özlüyorum, kederimi boya.
Seni başkalarının kederiyle düşünüyorum, düşüncemi boya.
Boşlukta hava olmadığını söyledin,
Ne ben seni çağırabiliyorum, ne sen beni duyabiliyorsun.
Bana bir ışık getir, ışıksız nasıl boyayabilirim?''
Neden insan tüm duygularını masaya yatırdığın da kendisini çaresiz hissediyor. Samimiyet her zaman kaybedecek. Belki zamanın ötesinde...
Okur Takip Önerileri
Bir geceye uyanan herkes aya güvenmelidir.
Çünkü nedensiz aşka sarılanlar hani o ilk defa gözünü dünyaya açan faniler gibi sarılır yarınlara...
Beni benimle bırakan herkese geceleri selam verdim.
Ve sensiz yürüdüğüm her yol beni hayaletler şehrinde sessiz ve kimsesiz eyler..
Artık susamam çünkü sustukça susadığım sonbahar değil, aradıkça bulduğum ilkbahar...
youtube.com/watch?v=qGVS_Ug...
''Ah! Birbirimizden ne kadar uzağız, hiç kavuşamayacağımızı düşünüyorum, bu dünyanın bir kenarında tek başıma kalacağımı sanıyorum, sanki her zaman seni seyrediyorum, gözlerimin önündesin, bakışlarımın önünde, bakışlarımın kıblesi, gözlerimin kenarında değil, asla... Bu açıdan her zaman yalnız kalacağım, seni sensiz göreceğim. O halde bir köre ne diyeyim, yabancıya uzaklardaki birine neler gördüğümü nasıl anlatayım?''
Şiirsiz geçen her günüm bana yıpranmış ayın yalnızlığını anlatıyor.
Ben bensiz gelebildim bir ağacın gölgesine...
Sen sensiz yürüyebilir misin şiirin suç sayıldığı sokaklarda...
youtu.be/xsJMdKOVvbQ?si=...
"Sana öyle bir saray yaptırmak isterim ki
Bir eşi henüz daha yapılmamıştır belki.
Henüz keşfedilmemiş, meçhul kalmış bir ada
Gibi sahilden uzak, dalgalar arasında
Bir saray, hem vücudun gibi beyaz mermerden;
Sema, deniz ve güneş girer pencerelerden.
Ve pencere camları gözlerinin renginde,
Mis kokusu duyulur bu sarayın içinde her şey güzel, temizdir,
Çünkü her şey aksimiz veyahut gölgemizdir.
Burda yalnız biz varız, ne inler ne de cinler,
Yanan alınlarımız yalnız burda serinler.
Cenneti bulmuş gibi bu sarayın içinde
Ellerin saçlarımda ve başım dizlerinde,
Her şeyden, her insandan, bütün dünyadan ırak,
Tâ içimizden gelen bir ahenge uyarak,
Ve bu ahenkle sarhoş, ister misin sevgilim,
Hiç sonu gelmeyecek bir ömür geçirelim?"
"Sen ellerin dilini henüz bilmiyorsun. Hayır, yazık, yazık! Keşke ellerin dilini sana öğretebilsem. Eller, dilin, gözün, dudağın, kalemlerin, şiirlerin ve hayallerin bilmediği özel dille konuşurlar. Ellerin sözleri bambaşka sözlerdir. Bazı sözleri sadece eller birbirine söylerler. Sadece eller. Dile getirilemeyen, keyfiyeti açıklanamayan, yarına ne zaman ulaşacağı tahmin edilemeyen özel bir anda. O özel, gizemli, heyecanlı ve kutsal an geldiğinde eller bizzat anlarlar. Ansızın, hiçbir öncül olmadan ve kararlaştırmadan bir irade takip edilir, parmaklar kucaklaşır ve birbiriyle diyaloga geçerler ve konuşurlar. Çok açık, çok zarif, çok yumuşak ve çok güzel! Ne sözler!"
Gidin ve karanlıktan korkmayın. Uyanın uyanın Théoden'in süvarileri.
Feryâd ki feryâdıma imdâd edecek yok
Efsûs ki gamdan beni azâd edecek yok.
Tesir-i-muhabbetle yıkılmış güzel ama
Virâne dili bir daha âbâd edecek yok.
Kes varsa alâkan bana ey ta'li-i-dûnum
Sen var iken âlemde beni yâd edecek yok.
Hakkıyla bilir zâr gönül hâlet-i-aşkı
Mâhirdir o fende anı üstâd edecek yok.
Ya Râb ne için zâr-ı Nigârı şu cihanda
Na-şâd edecek çoksa da bir şâd edecek yok.