Kâinatta ne kadar sanat, varlık varsa canlı cansız, o kadar çok da Allah’ın kudreti, ilmi, merhameti ve hikmeti vardır. Çünkü sanat, sanatçısız olmaz. Varlık, onu yaratan olmadan var olamaz.
Beş vakit namazın o vakitlere konulması, Allah’ın yeryüzündeki, kâinattaki ve insandaki tasarruf, inkılap ve ihsanını hatırlatıp insanın bunu görüp Allah’ı tesbih (Sübhanallah), tazim (Allahu Ekber) ve şükür (Elhamdülillah) etmek içindir.
Yatsı namazının manaları; Bir parçacık bir sohbet-i bakîye, birkaç dakikacık bir ömr-ü bakî, dertlerini kalbin ağlamasıyla dergah-ı Rahmete dökmek, ölüme benzeyen uykuya girmeden evvel son vazife-i ubudiyetini yapıp yevmiye defter-i amelini hüsn-ü hatime ile bağlamak için salate kıyam etmek ile yatsı namazı anlaşılır.
Yatsı namazının vakti; Gece âleminin siyah kefeni gündüz âleminin bütün eserlerini örtmesine, vefat etmiş insanın bakiye-i asarı dahi vefat edip nisyan perdesi altına girmesine, bu dar-ı imtihan olan dünyanın bütün bütün kapanmasına benzer.
Akşam namazının manaları; Mahlukatın gurup etme zamanını, insanın vefatıyla kabre girmek zamanını, bu dar-ı imtihan lambasının söndürülmesi zamanını andırır, hatırlatır ve zevalde gurup eden mahbublara perestiş edenleri şiddetle ikaz eder bir zamandır.
İkindi namazının manaları; Yevmî işlerin neticelenmesi zamanı, hem o günde mazhar olduğu sıhhat, selamet ve hayırlı hizmet gibi Niam-ı İlâhiyenin bir yekûn-u azim teşkil ettiği zamanı, hem o koca güneşin batmaya meyletmesi işaretiyle; insan bir misafir memur ve her şey geçici, bîkarar olduğunu ilan etmek zamanıdır.
Öğle namazının manaları; Meşağılin tazyikinden muvakkat bir istirahat zamanı, ruhun teneffüse ihtiyaç vakti, in’âmat-ı İlâhiyenin tezahür ettiği bir an, şükür ve hamd edip istiâne etmek, aczini izhar etmek, hayret, muhabbet ve mahviyetini ilan etmek demek olan öğle namazını kılmak, ne kadar hoş, güzel, lazım ve münasip olduğunu anlamayan insan, insan değil.
Sabah namazının manaları; Rahîm-i Zülcelal’e arzuhal etmek, tevfik ve meded istemek, peşindeki gündüz âleminde başına gelecek, beline yüklenecek işleri, vazifeleri tahammül için ne kadar lüzumlu bir nokta-i istinad olduğu Sabah namazını kılmakla anlaşılır.
Sabah namazının vakti; bahar öncesine, insanın ana rahmine düştüğü zamana, Semavat ve Arzın altı gün yaratılışından birinci gününe benzer ve hatırlatır.