Kitap kendini okutuyor ama bazı mantıksızlıklarla ve basit diliyle kendini aşamamış da. Polisiye denilince benim için sis ve gece hala farklı bir yerdedir.
Kitabın konusuna gelirsek de, buradan sonra bolca spoilerle karşılaşabilirsiniz, Başkomiser Perihan ve yardımcısı Ayla intihar süsü verilmiş bir davaya bakmalarıyla başlar her şey.
Balat’ın tarihi eski bir evlerinden birinde tek başına oturan ve Alzheimer hastalığıyla savaşan, seksen küsür yaşında Alman vatandaşı Eva Surkultay’ın cesedi bulunur. Eva Surkultay edebiyatın önemli isimlerinden yazar ve çevirmen Nadir Surkultay’ın da eski eşidir.
Soruşturma derinleştikçe uyuşturucu, fuhuş ve arsa mafyası da işin içine girer.
Ama katil bunlardan hiçbiri değildir, katil nadir surkultay’ın eşidir çünkü Nadir Surkultay oldukça ünlü bir yazardır ve kitapları milyonlar satar, yakın zamanda filme çevrilicek ve olası nobel edebiyat ödülü alma ihtimali de vardır. Bununla birlikte yakın zamanda da kanserden ölecek gibi görünmektedir. Şimdiki eşi kitapları yazanın ortaya çıkmasına sebep olacağını ve kendisine geçeceği büyük mirastan alıkonulacağını düşündüğü için Eva Surkultay’ı öldürür.
Tabii kitabin edebi yanına tekrar dönersek, klişe polis davranışları, alakasız kişilerin kafa karıştırmaları, erkek egemen dünyası ve yazarın kendini kadın dünyasında konumlandırması gibi ekstra göze çarpan şeyler de var.
Kara polisiye türünde yazılmış bir roman. İsimsiz bir karakter ele alınmış. Hem devlete hem de Cihadın Askerleri adında dinî bir örgüte çalışan tetikçinin Diyarbakır'da Kürtlerin dağ kanadına ait bir iş adamı öldürmesiyle başlayıp Alanya'da bir mescidde biter.
Murathan Mungan tarikatçıkarın penceresinden dünyaya başarıyla bakmış. Kitapta Gaffar Okan zamanı Güneydoğu olayları ve ülkedeki faili meçhul cinayetleri hem askerî hem gazeteci hem de siyasal İslam açısından bakılmış.
Benim Adım Kırmızı kitabı, beni derinden etkileyen ve uzun süre hafızamda yer eden bir başyapıt. Pamuk, bu romanda Doğu ve Batı sanat geleneklerini, aşkı, cinayeti ve felsefeyi ustalıkla harmanlayarak, okuru tarihi İstanbul'un büyüleyici atmosferine davet ediyor. "Benim Adım Kırmızı", sadece bir polisiye roman değil, aynı zamanda derin