Doksan üç felaketinden sonra, Sultan Abdulhamid gibi bir dış politika üstadının başımızda bulunuşu hakikaten bir talihtir. Ne yazık ki intelijansiyamız, garip bir cinnete tutulmuştur. Düşmanın kulaklarına fısıldadığı üç beş heceyi, manasını anlamadan tekrarlar durur: "Kanun-ı Esasi, hürriyet "vs. Ferdi hürriyet zaten vardı ; siyasi hürriyet ise devleti batırdı. Sırp'a Bulgar'a Rum'a özenmenin gereği neydi? Dündar Taşer
Sayfa 259 - iletişimKitabı okudu
Doksan üç felaketinden sonra, Sultan Abdulhamid gibi bir dış politika üstadının başımızda bulunuşu hakikaten bir talihtir. Ne yazık ki intelijansiyamız, garip bir cinnete tutulmuştur. Düşmanın kulaklarına fısıldadığı üç beş heceyi, manasını anlamadan tekrarlar durur: "Kanun-ı Esasi, hürriyet "vs. Ferdi hürriyet zaten vardı; siyasi hürriyet ise devleti batırdı. Sırp'a, Bulgar'a, Rum'a özenmenin gereği neydi?
Reklam
Kudüs’e Dair ...
Bugün Kudüs ile ilgili “ Ümmetin Direnişi Kudüs” konulu bir söyleşiye katıldım. Bugün fark ettiğim bir çok şey oldu. Konuşmacıya iletilen sorular hep aynı bakış açısına sahipti. Ben dahi biri çıkıpta “Önce kendimize bakmalıyız” soramadık. Çünkü bilmiyoruz. Kendimizden başka birşeyi düşünmüyoruz. Bizi bu kadar bencilleştiren, körelten , uyuşturan
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
24.01.2018 Kitap İnceleme Yazısı Kitap Adı: Türk Siyasi Tarihi Yazarı : Prof.Dr. Kemal H. Karpat
Türk Siyasi Tarihi
Türk Siyasi TarihiKemal H. Karpat · Timaş · 2011282 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
Kadının bedeni bir et idi ve erkek ona sahip oldu. Onu baharatlarla çeşniledi. Onu menisiyle aşağıladı. Kadının kokusu güzeldi, ağzını sulandırıyordu erilin. Tuzu eksikti biraz öyleyse onu dövüp biraz gözyaşı ile tadına tat katmak gerekliydi. Eti keserken de aslan payını kendisi önüne çekti evin reisi. Etin sunumunu güçlendirmek için bile olsa bir tutam maydanozdan tiksinmekti onun babadan kalan mirası. Et içindi hepsi. Hangi etin masaya daha önce geldiğinin bir önemi yoktu. İkisi de bir dişi idi birisi yaşarkan ölüydü diğeri ölmek üzere kontratlı doğurulmuştu. Boy boy posterler, reklam afişleri hazırladı etçiler. Ölü hayvanların uzuvları kadınların birer organlarıydı. Parsel parsel bölünmüştü evladından sütü için ayırılmış annenin bedeni. Modern hayvancılık adında defalarca tecavüze uğramıştı o anneler. Günde 150 litre tükürük ürettiler de yine de etleri için akan salyalarla yarışamadı Simmental'ler. Ot yiyene kadın dendi, vicdanlıydı kadınlar çünkü. Anneydiler ne de olsa onlar. Erkek neydi peki? Hanelere birer Hitler mi gerekiyordu da birisinin bu role soyunması gerekmişti. Ot yemek kadınlıktıysa; ot, tahıl, buğdağ, pirinç yerdik analardan doğmuş birer ana yavruları olarak. Gezegenin büyük kısmı veji tüketiyordu, kendi türü de dahil insanın. Tembelliği seçti ve GIS kanserleri tavan yaptı et için politika yaratan kapitalist porno tacirlerinin hastanelerinde. Pilav yedik, kadınlara güvendik. Sağlık ve merhamet için oruç tuttuk kültürel lanetimize... Oğuz Beyiniz
Etin Cinsel Politikası
Etin Cinsel PolitikasıCarol J. Adams · Ayrıntı Yayınları · 2013716 okunma
Dış politika bakımından, Menderes'i İnönü'den farkı neydi?
Hiçbir fark yoktu. NATO konusunda, Sovyetler karşıtı olma konusunda, bırakın CHP ile DP'yi, bütün Türkiye hemfikirdi.
Sayfa 162
Reklam
111 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.