“ …suskun, sanki üstlerine başlarına ağırlaştırılmış bir suç bulaştırılmış, sanki akşam evde valiz hazırlamaya niyetlenmiş ama öylece oturakalmış, sanki bir şeyleri anımsayamamış, sanki tahammül şerbeti içmiş pişman mümin mertebesine ulaşmış gibi, kimi uzuvlarını bir yerlerde unutarak eksile eksile dolaşıyorlardı. Bu yüzden sahipsiz bir gözle, soluksuz bir sesle, kırılmış bir kalple filan çarpışabilirdim.”