Popülizm, görmüş olduğumuz gi­bi, boş gösterenin hegemonik işleviyle tikel taleplerin eşdeğerliği arasında ilksel bir karar verilemezlik alanı oluşturur. ikisi arasında bir gerilim vardır, fakat bu gerilim, bir ''halk''ın inşasının uzamından öte bir şey değildir. (….) Bir ''halk''ın inşası, daha soyut bir düzlemde biçimlendirilebilen genel bir temsil kuramının basitçe tikel bir duruma uygulanması değildir; tersi­ne paradigmatik bir durumdur, çünkü temsilin ne için olduğunu açı­ğa vuran odur: Toplumsal nesnelliğin ilksel kuruluş alanı.
Sayfa 184 - Epos, 2007Kitabı okudu
...Unutmayalım, ister doğal ister toplumsal nitelikte olsunlar, felaketlere karşı en etkin mücadele de ancak daha özgür, daha sorumlu ve daha serinkanlı bir davranışla yapılır.
Reklam
120 yıl önce Durkheim, Fransa'da intihar nedenlerini in­celerken, bunlar arasında "özveri intiharları" (suicides altruis­tes) diye bir kategori de saptamıştı. Bu ad altında askeri ve dini dayanışmaların yol açtığı intiharlar anlatılıyordu. 1930'larda İspanyol faşistlerin "Viva la Muerte!" (Yaşasın ölüm!) çığlık­ları ve 2. Dünya Savaşı'nda Japon "kamikaze" pilotları aynı esprinin daha yakınlardaki uzantıları idi. Oysa İslam dünya­sı, önemli bir kısmı itibarıyla, Fransa' da 16. yüzyılda yaşanan Saint-Barthelemy kırımı koşullarını hala aşamamış görünüyor. Ankara cinayeti de bu zihniyetin devamı gibiydi. Bu koşullar­da Putin bile öfkesini içine attı ve esnek bir söylem benimse­di. Ona göre de, "Cinayetin arkasındakiler FETÖ'cü militan­lar olabilirdi." Resmi Türkiye kendisine dostluk elini uzatmış, dolaylı şekilde de olsa Amerika ve NATO'ya karşı tavır koy­muştu. Böylece Halep'i dünyanın gazabına uğramadan tahliye etmek de Türkiye sayesinde gerçekleşmişti. Cihadistler ve sivil yandaşları bir kez İdlib'e yerleştikten sonra, yine Türkiye sa­yesinde oradan kovulmalarının yolu da mutlaka bulunacaktı.
1929 dünya krizi faşist rejimlerin iktidara gelmesine, ya da -zaten iktidarda iseler- güçlenmesine yol açmıştı. Şimdi de kafaları şu soru meşgul ediyor: Bir türlü baş edilemeyen 2008 krizi de acaba sonunda benzer sonuçlar doğuracak mı? Batı' da bugün muhalefette olan ve şimdilik daha çok kaldırımları aşındıran faşist hareketler, yoksa yakında
"... popülizm nihai anlamda "halk" ile ilgilidir, dolayısıyla, popülist liderler kendilerini inanılmaz liderlik vasıfları taşıyormuş gibi -bu anlamda sıradışı- gösterdiği kadar "halk"tan biriymiş gibi de göstermek -bu anlamda sıradan- zorundadır."
''...popülizm; lider bir kişiliğin hükümetin gücünü, doğrudan, aracısız, kurumsallaşmamış bir biçimde almış olduğu destekle örgütsüz yığınlarda aradığı ya da kullandığı bir siyasi stratejidir.''
Sayfa 41 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 851 ile 860 arasındakiler gösteriliyor.