O'Brien devam etti: "Bunun sonsuza dek böyle olacağını hiç aklından çıkarma. Postal her zaman üstüne basacak bir insan yüzü bulacak. Her zaman alt edilecek, aşağılanacak bir sapkın, bir toplum düşmanı bulunacak. Elimize düştüğünden beri başına gelen her şey sürüp gidecek, hem de daha da şiddetlenerek. Casusluk, ihanetler, tutuklamalar, işkenceler, idamlar, ortadan kaybolmalar dur durak bilmeden sürüp gidecek. Bir zafer dünyası olduğu kadar bir terör dünyası olacak bu dünya. Parti ne denli güçlenirse, o ölçüde hoşgörüsüzleşecek: Muhalefet ne denli zayıflarsa, zorbalık o ölçüde artacak. Goldstein ve onu izleyen sapkınlar sonsuza dek yaşayacaklar. Her gün, her an, sabah akşam, dize getirilecek, aşağılanacak, küçük düşürülecek, yüzlerine tükürülecek, ama yine de her zaman var olacaklar.
Geleceğin resmini görmek istiyorsan , bir insan yüzüne basmış bir postal getir gözlerinin önüne, sonsuza dek.
Reklam
Sabaha karşı saat 4.00… Özel bir hastanede refakatçi olarak Ece Ayhan’ın yanındayım. Usta şair çok hasta. Ayaklarında oluşan bir hastalıktan dolayı yürüyemiyor. Sesiyle uyanıyorum. “Yeter artık uyuduğun, ben acı çekiyorum, sen uyuyorsun” “Dalmışım, Ece Baba” diyorum ve yattığım küçük kanepeden kalkıyorum. Hemen odadan çıkıp hemşireyi
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Ama yalnızca balkondan değil; motor gürültüleriyle sağır, para hırsıyla kör, teknolojisiyle dilsiz olan ve kurtuluş törenlerine tutsak edilen o kentten de gittim ben. Trompetçi askeri anımsıyor musun, işte onun düşlerindeyim şimdi; uçsuz bucaksız bozkırlarda. Kulaklarımdan tüten tank homurtularını, dudaklarımı yoklayan trompet ürpertilerini, adımlarıma sinen postal ağırlığını ve bakışlarımı bulandıran mektupsuzluğu buralarda herkese anlatıyorum ama, o kuşluk vaktinden ve senden hiç söz etmiyorum. Gene de, içtiğim çaylara şeker diye kimi zaman bir çift balkon atıyorum.
Geleceğin resmini görmek istiyorsan,bir insan yüzüne basmış bir postal getir gözlerinin önüne, sonsuza dek! -1984-
Geri180
808 öğeden 801 ile 808 arasındakiler gösteriliyor.