Postmodern özgürlük anlayışı ve postmo­dern perspektivizm, değerler ve ilkeler düzleminde görecelikle sonuçlanma riski taşır. Bu tarz bir göreci tutum, etik ve politik düzlemde, ortak yaşamımızı yönlendirecek dayanakları ve bilişsel haritaları tahrip etmekle kalmaz, aynı zamanda partikülarizme sürüklenmemize ve her türlü uzlaşma imkanını kaybetmemize neden olabilir.
Sayfa 146 - Sentez Yayınları, 2015.Kitabı okudu
202 syf.
·
Puan vermedi
Ben Buradayım Sevgili Okuyucum Sen Nerdesin Acaba?
Oğuz Atay’ı sevgili okurların alıntıları ve Sevgili Olric ile tanıdım ama biraz daha ayrıntı haliyle yoksa üniversiteden elbette duydum eserlerini biliyorum:) Edebiyat dünyasında da adı çokça geçen postmodernist bir yazar olduğu ve içsel bunalımlar gibi temaları işlediğinden hep merak etmişimdir. Kısmet bu güne ve Korkuyu Beklerken ki hikaye
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,3bin okunma
Reklam
724 syf.
10/10 puan verdi
Ben buradayım sevgili okuyucum sen neredesin acaba?
Tutunamayanlar, evet o meşhur ya çoğumuzun okuyup hatırlamadığı ya da yarım bıraktıği lakin epey ünlü kitap (!) Birçok mecra ve makalede tonla akademik inceleme ve fikir tartışmaları olduğundan Amerika'yı da yeniden keşfetmeye gerek olmadığından ben gözüme takılanları ve bazı ders notlarımdan alıntıları kendime de kayıt altına tutabilmek
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,4bin okunma
96 syf.
2/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kitabın ilk ismi dikkatimi çekmişti. Gerçekten de yokluğun kitabı. Yokluğa alışmış, yokluk ile yaşayan ve yokluğu sevmek zorunda kalan insanlar kitabın kahramanları. Kitap başta Sucuk olmak üzere (Evet, Sucuk) bir çok karakter barındırıyor. Fakat olaylar hep birinci tekil şahıs tarafından anlatılıyor. Olayların etrafında şekillendiği belli bir olay örgüsü yok, farklı farklı olaylar günlük tarzında aktarılmış. Olaylar Ankara'da geçiyor. Kendi evinde, kahvede, arkadaşının evinde, mahallede... Yani doğal günlük konuşma dilinde, basit bir uslubu var. O kadar sıradan bir yaşam ki tam da içimizden birilerini görüyoruz. Kaybolan hayatları görüyoruz. Etrafımızda kitaptaki karakterler gibi olan o kadar insan var ki, belki de kendimiz de o kişilerden biriyizdir. Bir 'HİÇ'. Hayatta hiç bir şey olamamış, hep uzakta, kıyıda köşede kalmış, sevilmemiş, değer görmemiş, bir şeyler başaramamış, sadece nefes almayı yaşamak sanmış insanlar... Zaman öldüren, gelecekten bir beklentisi olmayan, tuttuğu dalı kurutan insanlar. Ya da bu halden kurtulmak için batağa batmış, uy*şturucu işine bulaşmış, mafyaya karışmış kişiler. Hepimiz postmodern köleleriz, hepimiz postmodern hamallarız maalesef... Kitabı beğendiğimi söyleyemem ama kitaptaki karakterlerin hayatını, sevgisizliğini, acılarını, umutsuzluklarını hissettiğimi söyleyebilirim. Ayrıca kitabın dili insanı içine çekiyor. Bu kitabı okunur kıldı benim için. Kullanılan argo ve küfür içeren kısımları sevemedim. Kitaplarda bu tarz cümleler kullanılmamalı bence. Okumasam da olurmuş dediğim bir kitap oldu. Keyifli okumalar, kitaplı günler...
Yoksa Yokluğu Seveceksin
Yoksa Yokluğu SeveceksinSüleyman Can Kurnaz · Sumru Yayınevi · 201812 okunma
194 syf.
9/10 puan verdi
Aslında hocamızın dönem odevi olarak verdigi kitaplardan biriydi ve en az merak ettigim bu oldugu icin okuyim de aradan ciksin diye baslamistim. Sok olarak okudum. Gercekten bu tarz bir kitabi deneyimlemeye ihtiyacim varmiş. Anladigim kadariyla postmodern bir kitap ve tam olarak roman mı cozemedim ama elimde akip gitti. 2 gunde falan bitirmis
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,1bin okunma
48 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İki
Tanzimat dönemi eserlerini okumaya bir yandan devam ediyorum. Öncelikle eseri fikirlerine önem verdiğim ve bu konuda bilgili olan değerli biriyle okudum. Önce kendi fikirlerimi sonra da ondan öğrendiğim bir iki bilgiyi aktaracağım. Kitabı okurken pastoral bir ortam hayal ediyorsunuz. Kitabı okurken sıkılacağımı düşündüm ama sayfa sayısının az olmasından kaynaklı hemen bitiverdi. Bundan kaynaklı da hikaye ya da kısa roman olarak kabul ediliyormuş. Kitapta benim asıl ilgimi çeken adamın kızı ve çevresi ile olan iletişimi idi. Neden bilmiyorum belki bu aralar psikolojik alt metine çok dikkat ettiğim için olabilir. Karakterin kızı ile olan ilişkisi bana çok kopuk geldi. Evet kitap zorlu ve yozlaşmış köy yaşamını anlatıyor. Bu kısa romandan böylesine bireyselci postmodern bi anlayışla yaklaşmam yanlış belki ama nedense benim o kısım ilgimi çekti. Kızı ile bazı fikirleri var ama adam belirtmek yerine çalışmaya gidiyor. Belki de asıl nokta budur. Kızından daha çok alacağı büyükbaşları düşünmek ve onun için çalışması. Bu önceliğin böyle realist olmasının sebebidir. Kitap ilk başlarda gerçekçi bir anlatım sunsa da yer yer natüralist bir şekilde bize deney ortamı sunuyor. Bunu düşündükten sonra minik bir göz gezdirdim ve yazarın gerçekten yüzbaşı olarak Kaldığı Baymelek ilçesinde ve çevresinde bu tarz gözlemler yapıp yerel halk dili hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştığını okudum. İlk Türkçe köy romanı olarak kabul ediliyormuş ve bu dönemde İstanbul dışında yazılan ilk kısa roman olması da yine önemli özelliklerindenmiş.
Karabibik
KarabibikNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20208,6bin okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
Yazan Kadın Çizen ise Eşi
Kitap içerisinde 21 öykü bulunmaktadır. Burada 21 kadına dair hikaye sunmuştur. Konuları yazar bizlere postmodern dille anlatmış. Herkes sevmeyebilir. Size sivri ve keskin gelebilir. Anlatım tekniğini aşırı beğendim. Hikayelerde motifler kullanmış. Kanca , kelebek, delilik, kedi, kadın sık sık her hikayede tekrar edilmiştir. Kadınlar masumluk ve beyaz olarak işlenirken erkekler mağdur olarak işlenmiş :) Feminist dille yazdığı içindir . Kadınların sorununu annelik, eşlik, sevgililik üzerinden anlatmaktadır. Bana göre biraz benzerlik içerdiğinden 21 değil 15 hikaye vs olabilirdi. Yeraltı edebiyatına postmodernizm şeklinde giriş yapması muazzamdı. Çizimleri Mine Söğüt’ün eşinin yapması ayrı bir tatlılıktı. Resimler için hassas çevirdim sayfaları. Bence Mine Söğüt öfke , cinsellik ve korkuyu benzettiği nesneler üzerinden anlatmıştır. Karamsarlık hakimdir. Kitap çizimleri olarak siyahtı. Ve hayat sadece siyah değildir. Evet toplumumuzda bu tarz mağdur kadınlar varken bence pembe beyaz renkli neşeli yanları sunsaydı da aşırı iyi olurdu Zıtlıkları barındırmasını isterdim. Psikoloji sevenler okusun. Herkese keyifli okuma dilerim
Deli Kadın Hikâyeleri
Deli Kadın HikâyeleriMine Söğüt · Can Yayınları · 20228,8bin okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Ya Uçamazsa Bir Kuş ?.. Bir Butimar incelemesi.
"Butimar, kendimle aramdaki sonsuz çöle sen ağaçlar diktin seni özledikçe yavaşladım eridim inceldim istedim ki çıkacak en cılız sabah yeli aşkından güz yaprağına dönmüş zayıf bedenimi kaldırıp senin önüne atsın. "Pers mitolojisinden dünyamıza hayallerimize uçan ve kendini denize bizi kendine esir eden bir rüya kuşu. Düş ile
Butimar
ButimarKaan Murat Yanık · Ketebe Yayınları · 20223,927 okunma
·
Puan vermedi
TUBA yorumları
Emre Karadağ
Emre Karadağ
Tuba
Tuba
AYŞE EVCİ "Dünyaya dair her şeyden vazgeçmeliymişim, henüz onlu yaşlarımın başındaydım. Beni yavaş yavaş ama kesin olarak nasıl yok edeceğini anlattığı hastalığımın adını açıklayan doktorumun duygusuz, ruhsuz, umutsuz bakışları mıydı söyleyen bunları?" Kim mi bunları söyleyen? Tabii ki romanımızın baş karakteri
Tuba
TubaEmre Karadağ · Barış Kitabevi · 20235 okunma
POSTMODERNİZM ÖLDÜ MÜ?
Modernizm’in sonuna varıldığı; yeni bir içerik, ironi, kendine mal etme çağının başladığı düşünüldü. Tahta postmodernizm oturmuş gibiydi, ya sonra? Postmodernizmin başına neler geldi? Evvel zaman içinde, yeni bir tür kapsayıcı ve melez (ama evrensel değil) umutsuzca umut verici (ama ütopik değil) bir inanç sistemi, kendini mimarlık ve sanatı
Reklam
218 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kitabın incelemesini yapsam mı yoksa yapmasam mı diye düşünmedim desem yalan olur:) Biliyorum ki yaptığım incelemeyi kitabın yazarı Oğuz hocam da okuyacak. Hocam hatalarım olursa yada okuyup da yanlış anladığım yerler olursa şimdiden affola... Kalabalık bir şehirden ;İstanbul' dan lisans eğitimi almak için bir taşraya okumaya gelen
Kılavuzun Pusulası
Kılavuzun PusulasıOğuz Yılmaz · KDY · 2022259 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Çalıkuşu Habibe
Çalıkuşu Habibe
Hanım'ın da teşvikiyle grup olarak başladığımız #Tutunamayanlar romanını 1 hafta önce bitirdim ancak eseri sindirmek ve üzerine düşünmek için biraz zaman verdim kendime. Ayrıca Selim ve Turgut'la vedalaşmak da bir hayli üzücü oldu benim için. Tabii bir de Olric var. Anlatmaya nereden ve nasıl başlayacağımı bilemiyorum desem
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,4bin okunma
Juvenil
Aldığım kitap imzalı çıktı🫠 Sevseydim harika bir tesadüf olabilirdi🙃 Hayattaki tüm şansımı burada kullanmamışımdır umarım. Bir oturuşta okunacak kısa kısa yazılardan oluşan bir kitap. Tarz olarak Fournier'i hatırlatsa da dil olarak aynı oyunbazlığı bulamadım. Tamamen tarz meselesi, beni nadiren yakalayan bir hikaye oldu. Olayların bu kadar düz anlatılmasını da anlatılan olayların çoğunu da sevemedim. Postmodern dünya bizi dövdü dövdü duvara attı yani, bi de bunu okumama gerek yok diyorum 😶
Kur'an'ın tahrif edildiği iddiası.
Mesela Şii hadis kaynaklarında Kur'an'ın tahrif edildiğini açıkça söyleyen yığınla rivâyet Kur'an'ın ve usûlün hakemliğinde hemen ayıklanmalıdır. Burada bir mugalatayı önlemek için şu hususun altını çizelim: Ehli Sünnet hadis kaynaklarında bazı rivayetler bazı âyetlerle ilgili nasih ve mensuh hükmünü bildirmektedir. Kur'an'ın tahrif edildiğini hiçbir tevile mahal bırakmayacak tarzda bildiren Şiî rivâyetleri Şii Müslümanlara hatırlattığımızda hemen sizin kaynaklarınızda da Kur'an'ın tahrif olduğunu bildiren rivâyetler var diye nasih ve mensuh ile ilgili rivâyetleri sayarak hücuma geçmekteler. Bu tarz "en iyi müdafaa saldırıdır" anlayışının kimseye bir faydası yoktur.
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.